Hıristiyanlara kan içmek yasaktı -en azından resmi olarak. Bununla birlikte İsa’nın sembolik olarak kanını içmekle bağlantılı bir ritüel bulunmaktadır. Bu gösteriyor ki, Hıristiyan öncesi topluluklardaki tarikatlarda kan ritüelleri oldukça önemli kabul ediliyordu, böylece Hıristiyanlar da kendi seremonilerine benzer bir husus eklemek istediler.
Yazar: Natalia Klimczak
Çevirmen: Büşra Erturan
Vampirler nispeten daha yakın zamanların icadıdır. Yine de antik toplumların çoğu kan tüketme pratiğini biliyordu. Görünüşe bakılırsa, “vampir” terimi ortaya çıkmadan yüzyıllar önce de bu ilgi çekici bir ritüeldi.
Kan içme ritüeli bugünlerde, satanistlerle ya da fantastik romanların, korku filmlerinin kurgusal karakterleriyle bağlantılı bir pratik gibi görünebilir. Ancak birçok eski uygarlıkla bağlantılı gizemli ayinlerin de bir parçasıydı. Kan tüketme geleneğinin her zaman büyülü ve gizemli bir anlamı vardı. Büyücülüğün bir parçası, yaşam ve ölüm güçlerinin sembolik bir bağlantısı, dini bir pratik ya da tanrılara adak verme biçimi olarak kullanıldı.
Nil’in, Fırat’ın ve Dicle’nin Kanı
Birçok tarih kitabına göre, kan tüketen en eski antik tanrı muhtemelen Lilith idi. Lilith ayrıca, dünyadaki bütün, en karanlık niteliklerin suret bulmuş hali olan ilk şeytan ya da dişi ruh olarak tanımlanmaktadır.
Bununla birlikte, görünüşe bakılırsa vampirlerin ana yurdu Nil Nehri yakınlarında bulunmaktadır. Antik Mısır mitolojisi uzmanlarından bazıları, ilk vampirlerin Osiris ve erkek kardeşi Set olduğuna inanmaktadır. Bu kardeşler ebeveynleri tarafından terk edilmişler fakat efsaneye göre karanlık sanatlarla ilgilenen bir aile tarafından büyütülmüşlerdir.
Osiris büyüdüğünde vampirlere atfedilen tarzda güçler edinebilmesine yetecek bilgiye ve yeteneğe sahip oldu. Ayrıca bu tanrıya yapılan adaklar kan ve et ile daha çok bağlantılıydı. Yazıtlara göre cesetler de Osiris’e sunulan adaklardı. Ancak Antik Mısır ritüelleri hala sırlarla doludur, bu sebeple ne kadarının doğru olduğu bilinmemektedir.
Pers folkloru da kan tüketen bazı ruhlardan bahseder. En ünlülerinden biri de Estries’ti. Estries bir şeytandı –bilhassa bir şekil değiştirendi[1]. Genel olarak, kanlarını içmek için erkek arayan, güzel bir kadın biçiminde ortaya çıktığına inanıldı. Eğer yaralanırsa ancak ona saldıran kişi kendisine tuz ve ekmek bağışlarsa iyileşebilirdi. Estries ayrıca Yahudi efsanelerinde de ünlüdür.
Büyünün Tanrıçası ve Onun Kızları
Hekate en gizemli tanrıçalardan biridir. Hekate, antik büyüyle, nekromansiyle[2], sihirle ve ruhlarla alakalı her şeyle bağlantılıydı. Bazı bilim insanlarına göre Hekate’nin tapınakları kan tüketme mekanları olabilir.
Bu pratik, Yunanistan’da yasaklanmıştı ancak birçok tapınağın gizli ritüelleri vardı. Yunan yasalarına göre insan otopsileri de onaylanmazdı ancak görünüşe göre Hekate’nin antik selefleri kan içme fikrinde çekici bir şeyler gördüler. Eğer Yunanistan’da biri kan içmeye çalıştıysa da muhtemelen bir hayvandan tedarik etmek zorunda kaldı.
Eskiden, Hekate’nin şölenlerinde kan içtiğine inanılırdı. Ayrıca kızı Empusa, erkeklerin kanını içen bir şeytan olarak tanımlandı. Hekate’nin hizmetkarı Mormo da kan içmiştir. (Mormo, Aristofanes’in eserlerinde ünlüdür.)
Diğer bilinen antik Yunan vampirler de Satorini Adası’nda yaşan Vyrkolatios[3] ve bir de Libya Kraliçesi Lamia idi. Lamia, çocukların kanını içen şeytani bir kadın olarak görüldü. Yunan ritüelleri, Romanya ve Bulgaristan’ın gelecekteki vampir hikayeleri için ilham vermiş olabilir.
Asya’daki Vahşi Ritüeller
Asya’nın güney kesimindeki bazı kabilelerin dinleri de ayrıca kan ritüelleri ile bağlantılıydı. Ancak kurban verme ritüeli kültüne bağlı düşünce yapısı Avrupa’dan oldukça farklıydı. Hindistan’da –ki birçok yüzyıl boyunca Pers hakimiyetindeydi- kan ritüelleriyle alakalı en önemli tanrı; değişimi, zamanı, yıkımı ve korumayı simgeleyen Kali’ydi.
Kali hakkındaki en önemli efsanede, şeytan Raktabija’nın etini tüketmesinden bahsedilir. Şeytan ve Devi Durga (ve onun yardımcıları) dövüşürler. Durga kaybetmek üzereyken tanrıça Kali’den yardım ister. Devi Mahatmyam’ın tasvirine göre:
“Durga’nın alnının üzerinden, öfkeyle kaşları çatık, korkunç bir suratla, kement ve kılıçla kuşanmış Kali birdenbire belirdi. Tuhaf bir khatvanga[4] (kafatasıyla kaplı asa) ile kuşanmış, kafatası süsleriyle bezenmiş, kaplan derisiyle örtünmüş, sıska vücudundan dolayı dehşet verici, açık ağzıyla, dışarı sarkan diliyle korkusuz bir halde, derin kırmızı gözlerle, kükremesiyle gökyüzü diyarlarını doldurarak, ordudaki devasa Asura[5]ların üstüne çabucak düşüp katlederek, Deva[6]ların düşmanı olan orduları yok etti.”
Kali, Raktabija’yı tüketti. Kan ritüelleri onun tarikatında çok popülerdi. Tapınaklarındaki gizemli ritüeller hala sırlarla dolu. Kali adına geleneksel ritüellere devam eden keşişler, seremonilerin detaylarını korumaya çalışmaktadır.
Kolomb Öncesi dönemin (bu yazı için fazlaca uzun bir konu) geçmişinde de, İskandinav efsanelerinde olduğu gibi kan tüketimi için ritüeller yapan kabileler vardı. Günümüzde Azerbaycan’ın olduğu topraklarda yaşayan insanlar belalı ruh Hortdan’ın varlığına inandılar. Yüzyıllar boyunca Azeriler bunun insan kanı içen kötü bir ruh olduğunu düşündüler. İddia edildiğine göre başka varlıklara da -genellikle hayvanlar- dönüşebiliyordu.
Vampirlerin Kayıp Tarihi
Hıristiyan dininde, burada zikredilen bütün bu tanrıların ve şeytanların hepsi, Şeytan ile eş anlamlıdır. Zamanla, vampirler hakkındaki efsanelerde ortaya çıktı. Bu hikayeler birçok antik tanrıçanın adını kötüye çıkardı.
Hıristiyanlara kan içmek yasaktı -en azından resmi olarak. Bununla birlikte İsa’nın sembolik olarak kanını içmekle bağlantılı bir ritüel bulunmaktadır. Bu gösteriyor ki, Hıristiyan öncesi topluluklardaki tarikatlarda kan ritüelleri oldukça önemli kabul ediliyordu, böylece Hıristiyanlar da kendi seremonilerine benzer bir husus eklemek istediler.
Bugünlerde vampir imajı anormal bir şey gibi görülüyor ama görünüşe göre insanlar kan içme ritüellerini en azından 5000 yıldır biliyordu ya da uyguluyordu. Dünyanın her bölgesi, kan içen tanrılara ya da aynı pratiği uygulayarak tanrılarına tapan keşişlere sahiptir.
Tanıtım Görseli: The Triple Hecate, 1795 William Blake. ( Public Domain )
Yazının Orijinali
Kaynaklar
Zygmunt Kubiak, Mitologia Greków i Rzymian, 1997.
Gavin Flood, Hinduizm. Wprowadzenie, 2008
Leo Ruickbie, Witchcraft Out of the Shadows: A Complete History, 2004.
Claude Lecouteux, Tajemnicza Historia Wampirów, 2007.
Ernest Abel, Przewodnik po świecie duchów i demonów, 2011-2013.
Devi Mahatmyam, translated by Swami Jagadiswarananda, 1953.
Hecate, available at: http://www.granta.demon.co.uk/arsm/jg/hekate.html
Vampires: Fact, Fiction and Folklore by Benjamin Radford, available at: http://www.livescience.com/24374-vampires-real-history.html
Is Egypt the Birthplace of Vampires? Available at: http://www.vampires.com/is-egypt-the-birthplace-of-vampires/
Dipnotlar
[1] shapeshifter
[2]Ölü diriltme, çağırma pratiği. (ç.n.)
[3]Bahsi geçen vampiri yazar büyük ihtimalle farklı biçimde yazmış. Bilinen adı “Vrykolakas”tır.
[4]Aslında silah olarak tasarlanmış dini bir sembol. (wikipedia) (ç.n.)
[5]Deva’ların düşmanı tanrısal varlıklar. (britannica) (ç.n.)
[6]Vedic dininde tanrılar bütünü. (britannica) (ç.n.)