Meryem
Yazar: Elif Naz Şengün
Günümüzden iki bin yıl öncesinde nişanlı bir kadının gebe kalıp bir oğlan çocuğu doğuracağı bildirilir. Ezelden beri ilk günahla ilişkilendirilen kadına, bir cezalandırma yöntemi olarak gelen doğum eylemi, bu sefer insanlığı “günahtan kurtaracak” kişiyi doğuracağı, bir melek aracılığıyla “müjdelenmiştir”. Hristiyanlıkla birlikte şekillenen Bizans sanatı, İncil’e görsel bir okuma sağlamıştır. Günümüzde Fatih semtinde bulunan Kariye (Chora) Manastır Kilisesi’nin resim kompozisyonunda bulunan “Meryem’e Müjde” ve “İsa’nın Doğumu” sahneleri Bizans’tan günümüze korunmayı başaran, İstanbul’daki önemli görsel kaynaklardan biri olması bakımından önem taşımaktadır ve bu yazı kapsamında bu iki sahne incelenecektir.
Müjde sahnesi, Kanonik İnciller’den yalnızca Luka’nın İncili’nde yer almaktadır. Batı dünyasında İsa’nın doğumu kabul edilen Ortodoks takvimine göre, 25 Aralık tarihinden dokuz ay önce olan 25 Martta kutlanır.[1]
Kariye Mozaikleri’nde işlenen Meryem’e müjde sahnesi, Meryem’in hayatını konu alan diğer duvar mozaikleriyle beraber yapının iç narteksinde yer almaktadır (Bkz: Görsel 1).
Yapının kuzey kubbesinde bir geçiş ögesi olarak kullanılan pandantifte bulunan müjde sahnesinde Meryem, bir mimarinin önünde yer alan kuyudan su almaya geldiği an, sahneye mekan oluşturmaktadır. Günlük yaşamda kadınların hayatlarını idame ettirmek için yaptıkları işlere ışık tutacak olan bu sahnede Meryem, muhtemelen evin su ihtiyacını karşılamak amacıyla kuyuya gelmiştir. Günlük hayata dair olan belki de her gün yaşanılan bu sahne Meryem’e Cebrail’in gelerek ona Tanrı’nın oğlunu doğuracağını söylemesiyle ilahi bir hal alır. Mozaikte, içinde bulunduğu duruma şaşıran Meryem, sol elini ona haberi getiren-müjdeyi veren Cebrail’e doğru uzatmaktadır ve muhtemelen ona erkeğe varmadığını söylediği an tasvir edilmiştir. Cebrail ise şaşkınlık içerisindeki kadına: “Kutsal Ruh senin üzerine gelecek, Yüceler Yücesi’nin gücü sana gölge salacak. Bunun için doğacak olana kutsal, Tanrı Oğlu denecek.” der. (Luka 1:35) Tasvirin üzerinde bulunan yazıtta ise: “kuyudaki haber” yazısı okunmaktadır[2] (Bkz: Görsel 2). Sahnenin kutsallığını arttırmak amacıyla Bizans’ta kutsal kabul edilen mor renk sahne genelinde ağırlıklı olarak kullanılmıştır. Meryem’in yerlere kadar uzanan kıyafetinde ve mimari yapılarda mor renk hakimdir.
Meryem’e müjde haberinin geldiği andan itibaren ve Kanonik İncillerde geçen hikayeler (Meryem’in Elizabeti’i Ziyareti, Yusuf’un Rüyası, Vaftizci Yahya’nın Doğumu vb.), kaynağını kutsal kitaptan alan Hıristiyanlıkla şekillenen Bizans sanatında görsel bir kimlik kazanmıştır. Kariye Mozaikleri’nde Meryem’e müjde sahnesinden sonra mozaiklerde Yusuf’un Meryem’e Vedası, Yusuf’un Rüyası ve Bethlehem’e Gidiş, Vali Önünde Vergi İçin Nüfus Sayımının Yapılması sahneleri teseralarla (mozaik taneleriyle) tek tek görselleştirilen sahnelerdendir ve yapının iç narteksinde diğer sahnelerle birlikte işlenmiştir.
Ortodoks Kilisesi’nde İsa’nın Doğumu dördüncü yortu olarak kabul edilmekte ve 25 Aralık tarihinde kutlanmaktadır.[3] İsa’nın doğum tarihi, dönem kaynaklarında net bir şekilde belirtilmediğinden yortu olarak kutlanacağı günün kararlaştırılması zaman almış ve ilk olarak Batı Roma Kilisesi 336 yılında kutlamıştır. Bu uygulama diğer kiliseler tarafından da benimsenmiştir. Doğu Kiliseleri’nde ise İsa’nın Doğumu 6 Ocak olarak kabul görmüştür.[4]
İsa’nın Doğumu, sadece Sinoptik İncillerden Matta ve Luka’nın İncili’nde (Luka’nın İncili’nde daha detaylı olmakla birlikte) yer almıştır. Nüfus sayımı için nişanlısı Yusuf’la birlikte Beytlehem’e giden Meryem’in, bu kentte İsa’yı doğurması, Luka’nın İncili’nde şu şekilde ifade edilmektedir:
“Onlar oradayken, Meryem’in doğurma vakti geldi ve ilk oğlunu doğurdu. Onu kundağa sarıp bir yemliğe yatırdı. Çünkü handa yer yoktu.”(Luka 2:6-7)
İsa’nın Doğumu sahnesi yapının dış narteksinin orta kısmında doğu kemerinin üzerinde konumlanmaktadır (Bkz: Görsel 2).
Yusuf ve Meryem nüfus sayımı için Bethlehem’e gitmiş ve dönüş yolunda Meryem’in doğum sancıları başlamış ve kalacakları handa boş yer kalmamasından ötürü Meryem, bebeği bir mağarada doğurmak durumunda kalmıştır. Bu sahnenin tasvirinde Meryem, doğumun ardından bir örtü üzerinde uzanırken yeni doğmuş olan İsa kundak içinde gökten gelen bir ışık altında bir eşek ve boğanın nefesiyle ısıtılmaktadır. Yeni doğum yapmış olan Meryem’in hemen arkasında, sağ köşede bir grup melek ve Meryem’in sol arka köşesinde ise çobanlara seslenen haberci melek görülmektedir. Bu sahnenin hemen altında ise, yine bu sahneyle ilişkili, yeni doğmuş olan İsa’nın yıkanması için hazırlıkların yapıldığı sahne tasvir edilmiştir. İlk banyo için İsa’yı hazırlayan kadınlardan biri suyu hazırlarken diğeri oturur pozisyonda kucağında İsa’yı taşımaktadır. Bu sahnenin paralelinde de Meryem’in nişanlısı Yusuf oturur ve şaşkın bir şekilde olanları izlemektedir. Sahnenin üst kısmında yeni doğan İsa’ya doğru inen ışığın altında ise korkuya kapılan çobanlara müjdeyi getiren meleklerin şu sözleri yazılıdır: “Korkmayın!” dedi. “Bugün size, bütün halkı çok sevindirecek bir haber müjdeliyorum”.
Kariye Mozaikleri genel itibariyle altın varakların hâkim olduğu ihtişamlı mozaikler, Palailogoslar Dönemi’nin sanat anlayışını günümüze taşıması açısından sanat tarihinde önemli bir örneği oluşturmaktadır. Sahnelerin kutsallığını arttırmak amacıyla fonda altın yaldız kullanımı tercih edilmiş ve alımlayıcıdaki görsel etkinin kutsallığı vurgulanmıştır. Kronolojik olarak yapının resim programına işlenen sahneler, kutsal kitabın adeta görsel bir okumasını sağlayarak görsel bir estetik sunmakla kalmaz, resim sanatı aracılığıyla okuma-yazma bilmemesi sebebiyle kutsal kitabı okuyamayan insanlara didaktik bir öğreti de sunmaktadır. Dinin bir ifadesi olarak sanat, hem bir araç hem de bir amaç olarak Palailogoslar Dönemi’nin başkentinde form bulmuştur. Paul Magdalino, Kariye Manastır Kilisesini, dönem Bizansı’nın en yüksek noktası, adeta bir Rönesans olarak tanımlamıştır.[5]
Meryem’e Müjde, insanlığın kurtarıcısı olacak olan İsa’nın bu dünyaya varlığının bildirildiği an olması; İsa’nın Doğumu, onun vücut olarak dünyaya gelişinin betisi olması açısından ikonografide olukça önemli bir sahnedir ve tüm kutsallığıyla Kariye Manastır Kilisesi’nin altın yaldızlı zeminin ötesinde bizlere kendini sunmaktadır.
Dipnotlar
[1] Önen Alev, Ayten, “Kappadokia Göreme Vadisi’nde Meryem Siklusu”, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Tarihi Anabilim Dalı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2014, s.30.
[2] “Chora Museum”, Bikent Kültür Girişimi Publications, İstanbul, 2013, s.72.
[3] İlk üç yortu sırasıyla: 1- Eylül: Meryem’in Doğumu, 14 Eylül: Haçın Yükselişi, 21 Kasım: Meryem’in Tapınağa Sunuluşu.
[4]Pekak, M.Sacit, Gür, Durmuş, “İsa’nın Doğumu”, Sanat Tarihi Dergisi, Cilt 24; Sayı,2; Ekim 2015, s. 175-226.
[5]Magdalino, Paul, “Paleologoslar Döneminde Yaşanan Bizans Rönesansı”, Bizans: Yapılar, Meydanlar, Yaşamlar, Kitap Yayınevi, 2011, s.181.
Kaynakça
Bornovalı, Sedat, “Bizans Mimarlığında Müjde Sahnesinin Yeri”, İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Mimarlık Tarihi Programı, Doktora Tezi, İstanbul, 2008.
“Chora Museum”, Bikent Kültür Girişimi Publications, 2013.
Magdalino, Paul, “Paleologoslar Döneminde Yaşanan Bizans Rönesansı”, Bizans: Yapılar, Meydanlar, Yaşamlar, Kitap Yayınevi, 2011, s.181.
Önen Alev, Ayten, “Kappadokia Göreme Vadisi’nde Meryem Siklusu”, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Tarihi Anabilim Dalı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2014.
Pekak, M.Sacit, Gür, Durmuş, “İsa’nın Doğumu”, Sanat Tarihi Dergisi, Cilt 24; Sayı,2; Ekim 2015, s. 175-226.
Batılılaşma Dönemi Osmanlı Resminde Türk Ressamların Kadın Portreleri
Anicia Iuliana: Bizans’ta Gücünü Sanata ve Bilime Adamış Bir Kadın