Yazar: Theodoros Karasavvas
Çevirmen: Emircan Saç
Zenginlerin en yüksek vergiyi ödemek için yarıştığı bir vergi sistemini hayal edebiliyor musunuz?
Böyle bir sistem bir zamanlar vardı!
Şu anda dünyanın çoğu yerinde olduğu gibi, vergi ödemeden kaçınmak yerine zengin zümrenin gönüllü şekilde büyük miktarlarda vergi ödemelerini heveslendirecek ilerici bir sistemi hayal edebiliyor musunuz? Antik Yunan ekonomisinin hayret verici yöntemlerine hoş geldiniz.

Antik Yunan Ekonomisine Giriş
Antik Yunan medeniyeti MÖ 776’dan 30’lu senelere uzanan süre zarfında gelişti. Bu uzun süre boyunca gelişen Yunan uygarlığının ekonomik, siyasal ve kültürel hâkimiyeti rastlantı eseri oluşmadı, çok fazla faktör buna katkı sağladı. Antik Yunan ekonomisi bugün için bilmeceler içerse de ülkesinin gelişimi ve dünyayı etkilemesinde çok önemli bir role sahiptir.
Antik Yunan ekonomisi modern manada birleştirilmiş ve merkezîleşmiş bir yapıya sahip olmadığından dolayı çoğunlukla ithal ürünlere bağımlılığı ile açıklanır. Dahası antik Yunan ekonomisi uzunca bir süredir tarihçiler ve ekonomistler arasında tartışma konusu olmuştur. Bu ekonomi sistemini, bir tarafta “ilkel” hatta gerici olarak görenler varken diğer bir tarafta ise “ilerici ve evrimsel” olarak görenler var. Peki doğrusu nedir? Bu genellikle çoğu durumda olduğu gibi, iki düşüncenin de ortasında yer almasıdır.
Matematik ve Felsefe gibi çok yorumlanıp elden geçirilmiş konuların aksine ekonomi daha çok gerekli ürünlerin yereldeki idaresi olarak anlaşıldığından, şüphesiz ki Antik Yunan ekonomisinde ticaret sistemini ve bu ticaretin organizmalarını kapsayacak sofistike bir kavram yoktur. Bu gerçeğe rağmen, iktisatçı Murray Rothbard, Yunan filozoflarının bugün ekonomi disiplininin ilgilendiği meselelerle bir hayli haşır neşir olduğunu ileri sürmüştür.

Antik Atina’nın Dâhice Vergi Sistemi
Yunanların modern dünyaya aktardığı binbir türlü buluş varken, bugün antik Yunan’dan iz taşımayan bir şey varsa o da vergi sistemidir. Daha açık bir ifadeyle, burada atıfta bulunduğumuz vergi sistemi antik Atina’nın vergi sistemidir (çünkü Yunan şehir devletlerinin her birinin vergi düzenlemelerini bilmek imkânsızdır); “kamu hizmeti” anlamına gelen leitourgia (ya da liturgy) sistemini üzerine kurulmuştur. Belki bunu bugün hayal etmek zor olabilir ama Atina’daki en varlıklı kimseler, kelimenin tam manasıyla en çok vergiyi ödemek için yarışıyorlardı ve bu vergilerle yoksullara festivaller ve gösteriler yapılıyordu. Muhtemelen neden ve nasıl olduğunu merak ediyorsunuzdur; fakat düşündüğünüz kadar karmaşık değil.
Zenginler ve yabancı uyruklu ikâmetçiler (metoikoi) Atina’nın Leitourgia sistemi yoluyla kamu hizmetlerini ödemekle yükümlülerdi. Örneğin; şehir devleti, birtakım zengin insanı, kamuya ait spor salonlarını finanse eden ve idame ettiren “gumnasiarkhai” olarak seçiyordu. Tiyatroya dair koro eğitimlerini finanse eden Khoregoi (sponsorlar) da bunlardan biriydi. Trierarkhoi ise triremes (savaş gemilerini) ve gemi mürettebatını finanse edenlerdi. Nadiren olsa da eisforá adında özel bir vergi vardı, ancak MÖ 4. yüzyıla kadar izi sürülebilse de, Atina’nın en varlıklı vatandaşlarının bu vergiyi yıllık olarak ödediği kaydedilmiştir. Bunun haricinde bu vergide istisnalar da vardır; örneğin, Peloponnesian Savaşı boyunca tüm Atinalılar elinden geldiğince asker maaşları için eisforá’ya katkıda bulunmak zorundaydı.

Bu Leitourgia sisteminin güzelliği, kamu hizmetlerinin, hesap verilebilirliği düşük olan devlet görevlileri yerine ilgili uzmanlar tarafından finanse edilmesidir. Her ne kadar bu görevlerin nasıl atandığı tam olarak bilinmiyor olsa da görevler beraberinde büyük bir prestij getiriyordu. Bizim bildiğimiz sadece zenginlerin bütün olayı, yüksek statü elde etmek için en çok bağışı kimin yapacağına odaklanan gayri resmi olimpiyat yarışması olarak gördükleridir.
Tabii şu da bir gerçek ki, sadece birkaç yüzü geçmeyen sayıdaki (bazı kaynaklarda üç yüz olarak ifade ediliyor) zengin Atinalı gönüllü olarak büyük miktarda vergi ödüyordu, direkt olarak devlete ödemeseler de. Bunun yerine zengin zümre, sunulan hizmetin gerekliliğinden emin olunan ihtiyaçları karşılamış ve bu sayede servisleri yaratan ve idame ettiren bağış ve sponsorlukları sayesinde kutsanmışlardır. Diğer bir söyleyişle, bir zengin Atinalının, zenginliğini bir eylemle kanıtlaması gerekiyordu ve bunun için vatandaşlar tarafından kutsanıyordu. Bu yüzden -bugün çoğu zengin Yunan vatandaşın yaptığı üzere- vergiden kaçınmak utanç verici bir şeydi ve bunun yanı sıra da Atina toplumundaki imajı ve pozisyonu geriletmekteydi.

Antik Yunan Vergilendirmesinin Bize Öğretebileceği Ders
Atina’nın vergi sisteminin arkasındaki teori elbette daha derindi. Bilge yaşlı Atinalılar, kente vergilerini ödeyerek zengin vatandaşların övünme hakkı kazanmasından endişe duymayan fikirler geliştirdiler hatta zenginlerin bugün olduğu gibi vergi korunması bulup kaçınmaya çalışmamaları konusunda emin olmak istediler. Bir diğer unsur ise antik Yunan’da zenginliğin şansa bağlı bir faktör olarak görülmesiydi. Organize olmuş bir sanayi ve milyonerler üreten kapitalist ekonominin eksikliğiyle, antik Atina’da zenginlik miras yoluyla gelme eğilimindeydi.
Bu sayede de aristokratlar sahip oldukları mirasa layık olduklarını şehir devlet adına ne yaptıklarıyla göstermek için sürekli baskıda olduklarını hissediyorlardı, aynı zamanda da tanrıya zengin doğdukları için memnuniyetleri göstermeleri ve yoksul doğanlara bir şekilde ekonomik yardım yapmaları gerekiyordu. Ayrıca, onların saygınlıkları, sağladıkları kamu hizmetlerine bağlıydı.
Şimdi sorumuz şu: Leitourgia vergi sistemi nasıl olur da modern dünyamızdaki devlete yardımcı olur, özellikle son yedi yıldır kendisini güvencesiz bir finansal pozisyonda bulunan Yunanistan’a? Ve Washington Post tarafından yayınlanan kocaman 89.5 yüzde oranlı toplanmayan vergi geliri varken Yunanistan hükûmeti nasıl daha fazla vergi toplayabilir? Kişisel olarak buna cevap veremiyorum çünkü ekonomist veya politikacı değilim fakat bu problemin ekonomik veya politik olmaktan çok ahlaksal olduğunu düşünüyorum. Eğer antik Yunan’daki zengin insanlar; haysiyet, hak ve hatta ölümden sonra gelen şöhrete -ki bu antik Yunanların hepimizin bildiği gibi her şeyden daha çok değer verdiği bir ideal- itibar etmek yerine paraya tapmayı teşvik eden modern kapitalist bir sistemde yaşasa ve beyinleri yıkansaydı, Leitourgia’nın hiç de başarılı bir sistem olmayacağını açık yüreklilikle söylemek zorundayım.
Kaynaklar:
Amemiya, T. (2007) . Economy and Economics of Ancient Greece . Routledge, Oxon.
Frank, R. (2012). How to Tax the Rich: A Lesson From Ancient Greece . The Wall Street Journal. Available at: https://blogs.wsj.com/wealth/2012/03/01/how-to-tax-the-rich-a-lesson-from-ancient-greece/
Frisby, D. (2017). The genius way the Ancient Greeks taxed their citizens . The Week. Available at: http://theweek.com/articles/703720/genius-way-ancient-greeks-taxed-citizens
Redaksiyon: Büşra Erturan
Yazının orijinali:
Para Kokmaz: Antik Roma’da İdrar Vergisi
Ekonomik Felaket Hikâyelerini Neden Dikkate Almamız Gerekir?