Çevirmen: Ceyda Aydın
Gorgon Gündem yazılarımız için tıklayınız.
Güneş Taşı – Vikinglerin yön bulma kristalleri
13-14. yüzyıllara dayanan Viking hikâyelerinde bahsi geçen güneş taşlarının, 1960 yılında Newfoundland I’Anse aux Meadows arkeolojik kazı alanında yapılan keşiflerle Grönland, İzlanda ve muhtemelen Kuzey Amerika gibi yeni topraklara yapılan Atlantik ötesi yolculuklarda yön bulma aracı olarak kullanıldığı doğrulandı.
Han Hanedanlığı döneminde Çin’de icat edilen pusulanın varlığından habersiz olan Vikingler, uzun mesafeleri katederek ticaret yapabilmek ve yeni topraklarda yerleşimler kurabilmek için kendi yöntemlerini geliştirmişlerdi.
Vikingler yönlerini bulabilmek için ufuk çizgisini ve 1948’de Uunartoq’da bulunan ahşap diske benzer güneş saatlerini kullanıyorlardı. Ancak bu yöntemler sadece güneş doğrudan izlenebilir olduğunda, herhangi bir bulut tarafından engellenmediğinde veya ufuk çizgisinin ardında kalmadığı zamanlarda işe yarıyordu.
Teoriye göre güneş taşı ışığı polarize edebilen bir kristaldir, bu sayede parçalı bulutlu bir gökyüzü veya alacakaranlık durumlarında güneşin istikamet açısının belirlenebilmesini sağlamaktadır.
Güneş taşlarının varlığı, ilk kez anonim bir yazar tarafından kaleme alınan Rauðúlfs þáttr gibi alegorik hikayelerde görüldüğünden beri akademik bir tartışma konusudur. Rauðúlfs þáttr, Kral Olaf’ın kraliçe ve piskopos da içlerinde bulunan heyeti ile o zamanlar Norveç’in uzak bir köşesi olan ve İsveç sınırındaki günümüzde Österdalen adıyla bilinen‘‘Eystridalir’’e gerçekleştirdiği geziyi konu almaktadır.
Metinde tasvir edilene göre: ‘‘Hava, Sigurður’un öngördüğü gibi sisli ve karlıydı. Sonra Kral, Raudulfur’un oğulları olan Sigurður ve Dagur’u huzuruna çağırdı. Kral insanlara dışarı bakmalarını söyledi ve hiç kimse açık bir gökyüzü göremedi.
Sonra Sigurður’a güneşin o saatte nerede olduğunu sordu. Sigurður açık bir iddiada bulundu. Daha sonra kral birkaç güneş taşı istedi, taşları yukarı tutup taştan yayılan ışığın yönüne baktıklarında, Sigurður’un tahmininin doğru olduğunu gördüler.’’
Hrafns Destanına göre; Hava kötü ve fırtınalıdır. Kral dışarı bakar ancak mavi bir gökyüzü göremez, daha sonra güneş taşını alır ve yukarı tutarak güneşin nerede parıldadığını taştan görür.
Danimarkalı arkeolog Thorkild Ramskou 1960’larda, İskandinav Hava Yolları transArtic pilotlarının güneşin konumunu belirlemek için Alacakaranlık Pusulası (Kolssman sky compass) isimli polaroid temelli bir araç kullandıklarına dikkat çektiğinde, Vikinglerin yön bulabilmek için polarize ışık kullanmaları konusuna ağırlık verilmiştir.
Bu, Ramskou’nun Vikinglerin polarize işlevi gören kordierit kristali, turmalin veya izlanda necefinden elde edilen kalsit taşı gibi yerel mineraller kullanmış olabilecekleri fikrini ortaya atmasını sağlamıştır.
Guy Ropars tarafından gerçekleştirilen deneyler İzlanda necefinin hem bulutlu hem de alacakaranlık hava şartlarında eş merkezli polarize halkalarını ve güneşin konumunu belirlemede kullanılabileceğini doğrulamıştır.
Bu düşünce, 1592’de Alderney yakınlarında batan Elizabeth dönemi gemilerinden birinde İzlanda necefi keşfedilmesi ile desteklenmiş olsa da arkeologlar henüz Viking batıkları ve yerleşim alanlarında herhangi bir güneş taşına denk gelemediler.
Bölüm Editörü: Burak Erdem