Salem Cadı Mahkemeleri Histerisi ve
Giles Corey’nin Cesur Duruşu
Yazar: M. R. Reese
Çeviri: İpek Türel
1692 yılının baharında, Massachusetts, Salem kasabasındaki bir grup genç kız, kasabadakileri büyücülük ile itham ederek, en az 24 insanın ölümüne yol açan bir histerinin ortaya çıkmasına neden oldular. Ölümlerin büyük bir çoğunluğu asılarak ya da hapishanede gerçekleşti, ancak şeytanla gizli bir anlaşma yapmakla suçlanan Giles Corey vakası hariç; o farklıydı. Giles Salem’daki bu göstermelik duruşmaların çılgınlığına teslim olmayı reddetti ve bir savunma yapmanın, mülklerinin ve mal varlığının çocuklarına bırakılması yerine ceza yaptırımı olarak devlete devredilmesine yol açacağını bildiğinden, suçlu olup olmadığına dair bir savunma yapmayı kabul etmedi. Giles sonradan kendisinden suçlu olup olmadığına dair bir beyan almak adına, acımasız bir uygulama olan “baskılanma”ya (pressing) maruz bırakıldı. Bu sırada da hayatını kaybetti ancak mal varlığının tüm haklarını korumayı başardı ve vasiyeti üzerine de bunlar iki damadına miras olarak kaldı.
Salem Cadı Yargılamalarına yol açan olaylar zinciri iki genç kız ile başlamıştır: 9 yaşındaki Elizabeth Parris ve 11 yaşındaki Abigail Williams. 1962’nin Ocak ayında, Parris ve Williams kontrol dışı çığlık çığlığa feveran edişlerini ve şiddetli vücut bükülmelerini içeren krizler geçirmeye başladılar. Yerli bir doktor kızlara “büyülenme”[1] teşhisi koydu ve akabinde bölgedeki diğer genç kızlar da aynı semptomları göstermeye başladılar. Genç kızlar, üç kadını kendilerini büyülemekle suçladı- Parris’lerin Karayip asıllı kölesi Tituba, Sarah Good ve Sarah Osborn. Sanıklar mahkemeye çıkartıldı. Tituba, kendi hayatını güvenceye alarak, büyücülük ile uğraştığını itiraf etti. Suçlamalar gelmeye devam etti ve sanıkların bazıları, kendi hayatlarını kurtarmak adına, başkalarını suçlamaya başladılar. Histeri, hız kesmeden bütün kasabaya yayıldı.
Yargılamalar süresince, genç suçlayıcılar da sözüm ona kıvranmalar ve çığlıklar içinde, mahkeme salonunda bulunuyorlardı. Özel olarak yapılan bazı suçlamalar, sanığı bir hayvana dönüşürken görmeyi, sanığın kendilerine eziyet etmek için yatakların başucuna gelmesini, avucunda sarı bir kuş beslemesini ve onları şeytanın kitabına inanmaya davet etmesini kapsıyordu.
Suçlanan cadıların büyük bir kısmı, asılma yoluyla veya hapishanede ölürken, Giles Corey’nin ölümü farklıydı. Corey, Salem’da yaşayan zengin bir çiftçiydi. Üç kez evlenmişti, eşleri Margaret, Mary ve Martha idi. Salem cadı mahkemeleri sırasında, Corey ve eşi Martha büyücülük ile suçlandı. Suçlayan kişi Mercy Lewis, Corey’nin hayaletinin kendisine belirdiğini ve onu şeytanın kitabına inanmaya davet ettiğine dair ifade verdi. Corey beş ay boyunca cezaevinde kalarak, duruşmasını bekledi.
1692’nin Eylül ayında, Corey duruşmaya çıktı. Neredeyse bir düzine tanık Corey’i bir cadı ayininde ekmek ve şarap sunarken gördüğüne dair ifade verdi. Aynı kendinden öncekilere olduğu gibi, hüküm giyerek infaz edileceğini bildiğinden, Corey suçlamalara yönelik bir savunma yapmayı reddetti. Duruşma ve infazdan kaçınarak, Corey iki damadına kalması için çiftliğini muhafaza edebilecekti. Eğer suçlanarak infaz edilseydi, mülkü ve mal varlığı, ölümü sonrasında devletin himayesine geçecekti.
O dönemlerde, duruşmaya çıkmayı reddetmenin sonucu “baskılama” olarak bilinen bir uygulamaydı. Sanık, çırılçıplak soyularak yere yatırılır ve göğsüne tahta levhalar konulurdu. Bu levhaların üzerine ağır taşlar, her seferinde bir tane olmak üzere, yerleştirilir ve böylece vücudun yer ile tahta arasında sıkışması ve organların ezilmesiyle birlikte, büyük bir acıya neden olurdu. Baskılama, aile ve komşuların da tanık olması için, halka açık yapılan bir uygulamaydı. Bu uygulama iki şekilde sonuçlanıyordu: ya kişi baskı ve acı altında bir itirafta bulunuyordu ve bu büyük ihtimalle hüküm giyme ve asılma yoluyla infazla sonuçlanıyordu, ya da bir itirafta bulunmayı reddediyor ve baskılanma sonucunda ölüyordu.
Giles Corey göğsüne yerleştirilen ağır taşlar altında ezilirken ne acı içinde bağırdı ne de işkencecilerinin taleplerine teslim oldu. Bunun yerine, her itirafta bulunması istendiğinde, “daha fazla ağırlık!” diye bağırması ile herkes tarafından tanınır oldu. Niyetinin, karısını kurtarmak ve çiftliğini koruyarak, mal varlığının çocuklarına kalması umuduyla, baskılanma sonucu ölmek olduğu oldukça açıktı. 1692 yılının 19 Eylül günü, öğle vakti sıralarında, Corey baskılanma sonucu hayatını kaybetti.
Birleşik Devletler tarihindeki en etkileyici olaylardan biri haline gelen Salem Cadı Mahkemeleri, dini aşırıcılığın, haksız suçlamaların ve yargı sürecindeki bozulmaların tehlikesine dikkat çekmek için politik söylemler ve popüler edebiyatta sıklıkla kullanılmıştır.
Kaynakça:
Salem Witch Trials – History. Available from: http://www.history.com/topics/salem-witch-trials
The Witchcraft Trials in Salem: A Commentary – UMKC. Available from: http://law2.umkc.edu/faculty/projects/ftrials/salem/sal_acct.htm
Giles Corey – Wikipedia. Available from: http://en.wikipedia.org/wiki/Giles_Corey
The Man of Iron: Giles Corey – UMKC. Available from: http://law2.umkc.edu/faculty/projects/ftrials/salem/gilescoreypage.htm
Giles Corey – UMKC. Available from: http://law2.umkc.edu/faculty/projects/ftrials/salem/SAL_BCOR.HTM
Giles Corey – Salem Library. Available from: http://salem.lib.virginia.edu/people?group.num=all&mbio.num=mb6
By M R Reese
Yazının orijinali:
Dipnot:
[1] “Bewitchment.”