Bizans Sanatında İşlevsel Bir İkonografi: Deesis

Deesis Bu yazı e-dergimizin 11. Sayısı içerisinde yer almaktadır. Yazar: Hüseyin Hakan Gazioğlu[1] Bizans Sanatında İşlevsel Bir İkonografi: Deesis Bizans resim ve küçük el sanatları örneklerinde sıkça karşılaşılan bir tema olan Deesis sahnesi, Bizans toplumunun yaşam pratiklerinden dinî ikonografiye uyarlanmış, Bizanslıların inanç özelliklerini yansıtan bir ikonografidir. Cristopher Walter (1968: 319), Deesis ikonografisinin gelişiminde, kilise babalarının sıradan insanın imparatora taleplerini iletecek bir aracıya ihtiyaç duyduğu gibi, Hristiyan kişinin tanrıyla iletişiminde aracıya ihtiyacı olduğu konusunda görüşlerinin etkili olduğunu söyler. Bu durum Bizans toplumsal yapısının hiyerarşik sisteminin, Hristiyan inanç sistemini oluşturan hiyerarşik düzenlemede izdüşümüdür. Tanrının yeryüzündeki temsilcisi olan imparatora ulaşmak, sıradan insanlar yerine imparatora yakın görevlilerce gerçekleştirilirdi. Göklerin efendisine ulaşmanın kutsal kişiler aracılığıyla gerçekleşmesi, sosyal yapı ve inanç özellikleri arasında örtüşme olduğunu gösterir. İmparatorun sarayında bulunan görevlilerin yerini, İsa’nın göksel sarayındaki hiyerarşiye göre Meryem, Vaftizci Yahya, havariler, eski ahit peygamberleri, azizler ya da melekler almıştır.[2] Bizans ikonografisinde İsa’ya şefaat ya da talepte bulunan kişiler temelde Meryem ve Vaftizci Yahya’dır. Deesis ikonografisi bağlamında başka figürlerin kullanımı, kilise hiyerarşisindeki yerlerine göre bu üçlü figür düzenlemesi etrafında gerçekleşmektedir Deesis kelimesi Yunanca’da (δέησις) rica, talep, yakarış anlamına gelmektedir. Bizans sanatında İsa’ya başta Meryem ve Vaftizci Yahya’nın insanlığın kurtuluşu ve günahlarının affı için yalvarmalarını görselleştiren bir temsile sahiptir. Pekak ve Ataç (2016: 144), özellikle ikonografinin erken dönem gelişimine bağlı olarak, “İsa’nın enkarnasyonu[3] ve logosa (söz) şahit olmak, yüceltmek ve tapınmak anlamlarını içerdiğini” de belirtir. Öte yandan Walter (1970: 181), Bizanslıların Deesis kelimesini kullanmadığını öne sürer. Deesis kelimesi 19. yüzyıl sonunda Rus sanat tarihçi Kirpicnikov’un 1893 yılında yayınladığı makale sonrasında literatürde yaygınlık kazanmıştır (Walter, 1968: 312-313). Sahne Bizans sanatında sıklıkla kullanılmasına rağmen kaynaklarda Deesis olarak tanımlanmamıştır. Anthony Cutler (1987: 145) ise Palermo S. Maria dell’Ammiraglio Kilisesi’nde bulunan Deesis sahnesinde yer alan bani[4] tasvirinin üstünde Yunanca δέησις (Deesis) kelimesinin yazdığını söyler. Aynı makalede 11. yüzyıla ait Gelasiyonlu Lazarus’un hayatını anlatan el yazmasını kaynak göstererek, Bizanslıların Deesis kelimesini kullanmadıklarını söylemek için geçerli bir neden olmadığını belirtir (Cutler, 1987: 147). Deesis Temaları Deesis sahnesinde kural olarak, İsa sahnenin merkezinde Pantokrator[5] tipinde, sol elinde kutsal kitap, sağ eliyle takdis işareti yapar şekilde resmedilirken, İsa’nın sağında Meryem, solunda Vaftizci Yahya ayakta durur şekilde tasvir edilmiştir. İsa bazı örneklerde ayakta, tahtta, bir madalyon içerisinde veya haç şeklinde sembolize edilebilmektedir (Pekak ve Ataç, 2016: 144). Sahnenin erken Bizans döneminde kullanıldığı bilinmesine rağmen erken dönem örnekleri bugüne gelmemiştir. Doula Mouriki (1968: 16), Deesis’in bilinen en erken örneğinin Sina’daki Azize Katherina manastırında bulunduğunu söyler. Deesis sahnesinde trimorphon yani İsa, Meryem ve Vaftizci Yahya’dan oluşan üç figürlü tip ikonografinin çekirdeğini oluşturur. Pekak ve Ataç (2016: 145), Deesis sahnelerinin iki ana grup altında toplandığını söyler. Buna göre birinci grubu üç figürlü temanın etrafında bağımsız olarak işlenen Deesis kompozisyonları oluşturur. İkinci grup ise üç figürlü temanın merkezde bulunduğu kalabalık Deesis kompozisyonlarını içermektedir. İki ana gruba ayrılan Deesis kompozisyonlarında her grup kendi içerisinde farklı temalara sahiptir. Buna göre temalar aşağıdaki gibi kategorize edilmiştir: Tek Temalı Deesis Kompozisyonu                                            2. Kalabalık Deesis Kompozisyonu a. Şahitlik Temalı                                                                              a. Teofanik Deesis b. Aracılık Temalı                                                                              b. Son Mahkeme Temalı c. Pareleksis                                                                                      c. Büyük Deesis   Tek temalı Deesis kompozisyonları a. Şahitlik Teması: Şahitlik temalı Deesis sahnelerinin erken döneme ait bir ikonografi olduğu düşünülür. Bu sahneler İsa’da var olduğu düşünülen tanrısal ve insani iki tözüne şahit olmayı vurgular. Tema genel hatlarıyla aracılık temasıyla benzerdir. Fark figürlerin beden ve el hareketlerinde görülür. Şahitlik temasında Meryem ve Vaftizci Yahya’nın bedenleri dik, elleri İsa’yı gösterme biçimindedir. Pekak ve Ataç (2016: 148), sahnede Anna ve Simon gibi eski ahit figürlerinin yer alabileceğini söyler. Bu figürler şahitlik temasıyla uyumlu olarak İsa’nın enkarnasyonuna tanık olan kişilerdir. Benzer şekilde Walter, Hristiyan geleneğinde Meryem ve Vaftizci Yahya’nın iki nedenle önemli olduğunu söyler. Öncelikle İsa’nın ailesinin üyeleridir. İkincisi İsa’nın ilahiliğinin kabulünü temsil ederler. Onlar İsa’yı görmüş, onunla yaşamışlardır (Walter, 1968: 327). Şahitlik teması 10. yüzyıldan itibaren aracılık temasıyla birleşmiştir. Resim 1: İstanbul Ayasofya Müzesi, Papaz Odası, (Pekak ve Ataç, 2016: 148) b. Aracılık Teması: Bizans sanatında en sık resmedilen Deesis temasıdır. Deesis’e adını veren aracılık rolünün çekirdeği bu temadır. Sahnede İsa ayakta, tahtta veya madalyon içindedir. Aracılık temasını vurgulayan Meryem ve Vaftizci Yahya’nın jestleridir. İki figür İsa’ya doğru hafifçe eğilmiş, elleri İsa’yı işaret etmek yerine dua eder pozisyondadır. Demre Myra Şapeli naosunun (ana mekân) giriş kapısında bulunan Deesis sahnesinde olduğu gibi bazı örneklerde Meryem ve Vaftizci Yahya ellerinde üzerinde yazıt bulunan parşömen ya da rulo tutmaktadır (Akyürek, 2010: 157). Bu yazıtlarda sahnenin bir şefaat dileme ikonografisi olduğu açıkça vurgulanır. Vaftizci Yahya’nın elinde tuttuğu ruloda “İşte dünyanın günahını kaldıran tanrının kuzusu” yazmaktadır. Meryem’in elindeki ruloda İsa ve Meryem’in bir diyalog içinde olduğu görülür: Meryem: annenin dileğini kabul et ey kelam İsa: ne istersin annem M: ölümlülerin kurtuluşunu İ: beni öfkelendirdiler M: onlara acı oğlu(m) İ: ama pişman olmuyorlar M: onlara kurtuluşu armağan et İ: hepsi kurtarılacaklar M: sana şükrediyorum kelam. (Akyürek, 2010: 157).   Resim 2: Demre Myra Şapeli, Deesis, (Akyürek, 2010) c. Paraleksis Teması: Aracılık temasında görülen Deesis kompozisyonunun başka bir versiyonudur. Farklı olarak bu temada bani figürleri proskinesis (secde) poziyonunda, Meryem’in ayak ucunda diz çökmüş olarak resmedilir. Bu nedenle “Proskinesis Deesis” olarak da bilinir. Sahnede bir baş melek Vaftizci Yahya’nın yerine kullanılabilir ya da Deesis’i oluşturan üç figüre eşlik edebilir (Pekak ve Ataç, 2016: 146). Resim 3: Ayasofya Müzesi, Narteks (giriş) İmparator Kapısı, Kaynak   Kalabalık Deesis Kompozisyonları a. … Okumaya devam et Bizans Sanatında İşlevsel Bir İkonografi: Deesis