Psikotarihsel Açıdan Çocuk Yetiştirme Stilleri
Psikotarihsel Açıdan Çocuk Yetiştirme Stilleri Yazar: İpek Türel (Bu yazı Gorgon e-Dergisi’nin 2. Sayısı’nda yayımlanmıştır.) Çocukluğun tarihi, ancak yakın zamanlarda uyanmaya başlayabildiğimiz bir kabustur. Tarihte geriye doğru gidildikçe, çocuk bakım kalitesinin düştüğü gibi; çocukların öldürülme, terk edilme, dövülme, travmatize edilme ve cinsel olarak istismar edilmelerinin oranı da artar. Çocukluğun tarihiyle ilişkili bize kalan tüm tarihsel bulgulardan elimizden geldiği kadarını öğrenmeye çalışmak bizim görevimizdir. Lloyd de Mause Psikotarih, insanlık tarihinin bilinen başlangıcından itibaren grupların ve ulusların davranışlarının ve tutumlarının arkasındaki duygusal motivasyonları anlamak için, çeşitli kuramların yardımıyla tarihsel olayları psikolojik bir bakış açısıyla yorumlayan, kısaca tarih ve psikoloji bilimlerinin birleştiği bir çalışma alanı olarak tanımlanabilir. İnsanlığın geçmişini inceleyen diğer sistematik yaklaşımlardan farklı olarak, psikotarih ise daha çok tarihsel gelişmelerin kendisini değil, bunların arkasındaki bilinç dışı süreçleri anlamlandırmaya ve yorumlamaya çalışmaktadır. [1][2] Tarihte önemli bir yere sahip olan liderlerin, politikacıların ve sanatçıların hayatlarını ele alan psikobiyografiler, toplumsal olayların oluştuğu grupların ve ulusların ortak bilinç dışı süreçleri ve toplumsal olayların gelişiminin perde arkası psikotarihin konusudur. Bunların haricinde, özellikle Fransız bir bilim insanı olan Lloyd de Mause’un katkısının bulunduğu, çocukluk çağı tarihinin gelişimi de psikotarihin çalışma alanlarından birisidir. Bu yazının ilerleyen kısımlarında, çocukluk çağı tarihi ile ilişkili kısım incelenecektir. Her bir insan ailesinden getirdiği genetik miras ile beraber içinde büyüdüğü çevrenin bir ürünüdür. İnsan yavrusunun biyolojik gelişimi anne rahmine düştüğü andan itibaren başlar. Ancak, çocuğun psikolojik ve sosyal gelişimini etkileyecek olan çevresi çocuktan çok daha önce oluşmaya başlayan ve süregelen bir bütünün bir parçasıdır. Doğacak çocuğun ebeveynlerinin içinde büyüdüğü ortam, aile ilişkileri ve toplumsal yapı gibi birçok etken, çocuk aslında dünyaya gelmeden çok önce şekillenmeye başlamıştır ve çocuk bu hazır dünyanın içine doğar.[3] İçine geldiği bu dünyada ise, ilk karşılaştığı sosyal ortam kendi ailesi ve ilk sosyal ilişkileri de kendi ebeveynleri ile olur ve dünyayı algılayışı, bakışı bu çekirdek sistemin içindeyken oluşur. Ebeveynlerinin sıcaklığı, yaklaşımı, tavrı ve çocuk yetiştirme stilinin çocuğun gelişimindeki etkisi göz ardı edilemeyecek bir boyuttadır. Günümüz modern dünyasına baktığımızda, çocukların nasıl yetişmesi, ebeveyn davranışları, çocuğa ne kadar özgürlük tanınması, sınırların nasıl koyulması gerektiği gibi konuları anlamak adına yapılmış bir sürü araştırma vardır. Eğitim ve pedagoji disiplinleri ortaya çıktığından beri bu konu üzerine sürekli çalışmaktadır ve günümüze kadar pek çok fikir değişerek gelmiştir. Gelişim psikolojisi alanına baktığımızda, ebeveyn-çocuk ilişkisi birçok araştırmanın temelini oluşturmuştur. Pedagoji ortaya çıktığından beri, çocukların nasıl yetişmesi gerektiği, eğitimi, ebeveynlerin rolü ile ilgili birçok çalışma yapıldı ve birçok farklı görüş ortaya atıldı. Günümüzde, bu alanda yapılmış çokça araştırma sayesinde elde edilen bilginin çokluğunun yanı sıra, kitle iletişimin gelişmesi sayesinde bu bilgilere ulaşım da oldukça kolaylaştı. Ebeveynler, çocuklarını nasıl yetiştirmeleri gerektiği üzerine daha fazla kafa yoruyor. İnternette ulaşabilecekleri birçok kaynak var ve bütün bu gelişmelerle birlikte çocuk yetiştirme stilleri de farklılaşıyor ve geçmişe göre değişmeye başlıyor. Sistematik aile araştırmalarına baktığımızda, bu çocuk yetiştirme stilleri, ebeveynlerin çocukla kurduğu iletişimi, empati seviyeleri, çocuğa konulan kuralları ve ona tanınan özgürlük gibi etkenlerle değişkenlik gösteriyor. Yapılan araştırmalarda, öz güveni ve benlik saygısı yüksek çocukların yetişmesi için ebeveyn çocuk arasındaki duygusal yakınlık ile güvenli bir bağlanmanın oluşması son derece önemli faktörler olduğu sonuçlarına varılmıştır.[4] Çocuğun ruhsal ve bedensel bütünlüğüne doğumundan itibaren saygıyla yaklaşmak, çocuğun güvenli bir bağlanma yaşaması için önemli adımlardan biridir ve özerkleşme, bireyleşme yolunda önemli bir yapıtaşıdır. [5] Çocuklarda kişiliğinin oluşumu açısından çocuk yetiştirme stillerinin önemi daha da detaylandırabilir. Psikotarihsel açıdan baktığımızda ise, yine ailenin bu süreçteki önemini görüyoruz. Bruce Mazlish “Sevgi ve nefret, bağışlama ve kabul, itaat etme ve emretme, kontrol etme ve edilme; bunların hepsinin kökü aileye dayanır” der. Aile dinamikleri, aile içinde yetişen çocuğun yetişkinliğinde toplumla ve otoriteyle ilişkisi için belirleyicidir. Tarihsel açıdan, yer ve zaman, sosyoekonomik durum nasıl aile yapısına etki ediyorsa, aynı şekilde aile de içinde bulunduğu sistemden etkilenir. Bütün bunlar göz önüne alındığında, çocukluk çağı tarihinin gelişiminin psikotarih açısından büyük bir önemi vardır.[6] Psikobiyografileri incelenen tarihsel açıdan önemli kişilikler de,ebeveynleri tarafından belirli bir stilde yetiştirilmiştir. Yazının ilerleyen kısımlarında göreceğimiz gibi, çocuk yetiştirme stilleri aynı tarih dönemlerinde aşağı yukarı aynı niteliklere sahiptir. Ebeveyn davranışları ve toplum beklentisi göz önüne alındığında, dönemlerin kendi içinde çocuk yetiştirme açısından birbirine bir benzerliği vardır.[7] Aynı tarihsel dönemde, birbirine benzer yetiştirme stilleriyle büyüyen ve çocukluğunda benzer psikolojik kalıntıları olan çocuklar, yetişkin olduklarında toplumsal olaylar da bu stillere göre şekillenir. Kısacası, ailenin toplumun en küçük parçası olması, aile yapısının, toplumun bir mikro yansıması olduğu anlamına gelmektedir. Çocukluk çağının gelişimi ve ebeveynlerin çocuk yetiştirme stillerinin, tarihte çocuğun ailedeki ve toplumdaki yeri ve algılanışının nasıl olduğunu ve tarih boyunca nasıl değişip geliştiğine dair yapılan birçok çalışma bulunuyor. Çocukluk tarihi ile ilgili yazında en derin çalışmaların büyük bir kısmı, Lloyd de Mause tarafından yapılmıştır. Çocukluğun Tarihi adlı eserinde, çocukluk ve çocuk yetiştirme stillerinin insanlığın bilinen başlangıcından beri nasıl geliştiğiyle ilgili,antropoloji, arkeoloji, edebiyat vb. bir sürü disiplinin bulgularından yararlanarak derleme bir çalışma ortaya koymuştur. De Mause’un kitabını incelediğimizde, tarihte geriye doğru gidildikçe, ebeveynlerin empati becerilerinin düşüklüğünü, çocuk bakımındaki yetersizliği, artan çocuk ihmal ve istismarını görüyoruz. Çocuk yetiştirme stilleri, her kültür, toplum ve tarihte çeşitlilik gösterir. Tarihsel açıdan bakıldığında geçmiş pratiklerin günümüzdekilere nazaran çocukları travmatize etme özelliklerinin daha fazla olduğu görülür. De Mause, kitabında, tarihsel açıdan derlediği verilere dayanarak, çocukluk çağının evrimini yedi adımlık bir gelişimsel süreç ile açıklamıştır.Çocukluğun evrimsel gelişimini ele alan teorisine de, “Tarihin Psikojenik Teorisi” demiştir. Tarihin psikojenik teorisi, çocukluk tarihiyle ilgili birçok hipotez içerir ve De Mause’un deyimiyle de “ampirik bilimsel bulguların ışığında değişime ve gelişmeye açık hipotezlerdir.” Çocukluk travmalarının yapısı gereği, çocukların travmalarını yetişkin hayatlarına taşımalarına neden olur. Ancak bakıldığında, çocuk yetiştirme stillerinde, geçmişten günümüze olumlu bir değişim meydana gelmiştir. Bu olumlu değişimin mümkün olabilmesi, ancak ve ancak, kendi çocukluk travmalarını işleyebilen ve bu travmatik pratikleri kendi çocuklarına aktarmamayı başarabilen ebeveynler tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu değişim kolay olmadığı gibi, herkes tarafından da gerçekleştirilemez. [8] Tarihteki Çocuk Yetiştirme Tarzlarının Evreleri Genel bir çerçeveyle, psikotarih ve çocuk yetiştirme tarzlarının ilişkisine baktıktan sonra De Mause’un psikojenik teorisinin bir parçası olan altı tarihsel evreyi inceleyebiliriz. Evreleri açıklamadan önce belirtmek gerekir ki, bu altı evrenin tarihsel olarak kesin başlangıç ve bitiş tarihleri yoktur ve farklı aile soyları, farklı kültürler, farklı yüzyıllarda ailelerin çocuk yetiştirme tarzlarının değişim hızı farklılık gösterir. Nasıl ki hala çocuklarını travmatize eden, çeşitli şekillerde istismar eden ebeveynler hala varlıklarını … Okumaya devam et Psikotarihsel Açıdan Çocuk Yetiştirme Stilleri
WordPress sitenizde gömmek için bu adresi kopyalayıp yapıştırın
Sitenize gömmek için kodu kopyalayıp yapıştırın