Yazar: Erhan Us
Kurumsal sosyal medya [SM] yönetiminde hizmet verirken çeşit çeşit insanla karşılaşırız:
* Neden 40.000 takipçi almayalım?
* Şu fenomenleri getirsek iyi reklam olmaz mı?
* Takibe takip yapalım.
* Bunda bir şey yok ya, güzel fiyata yaparsın.
* IT [Bilgi-İşlem Departmanı] yapar bence, masrafa gerek yok [stratejinin anlamından habersiz].
* Ölçemiyoruz ya sosyal medyayı [bilmediğinden].
* Bunlar geçici hevesler bence, yakında gerek kalmaz.
* SM stratejisi ne demek?
* Kimleri hedefleyeceğimizi bilmiyoruz [marketing’den habersiz].
* Web sitemiz yeter bize.
* Bütçemiz yetersiz [lobiye 8000₺’lık çiçek aldı].
* Çekiliş yapalım ama güzel bir kız kazansın onu ayarlayın.
SM yönetimini in-house [çalışanları ile içeriden] yapmaya çalışan kurumlar, onun varlık amacını sıklıkla unuturlar. Aslında unutmaları, kendi görev tanımlarına mecburiyet biçiminde dahil edilmiş, gönülsüzce yapmak zorunda kaldıkları yüklemeler oluşundan kaynaklanır.
SM, kurumunuzun verdiği hizmetin veya ürettiğiniz ürünün yalnızca yansımasıdır. Onun hikâyesini anlatabilir, görsellerini içerebilir, diğer kullanıcılarla etkileşime girebilir, reklam amaçlı kullanılabilir ama amaç hâline gelmez. Gelmişse yanlış yere çekilmiş bir strateji uygulanmıştır.
Takipçilerin az veya normal seviyede olması, kurum için bir “eziklik” değildir. Aksine, hedef kitlenizle daha uyumlu bir etkileşim yüzdesine ulaşıyorsa, onbinlerce takipçili bir kurumdan daha başarılısınız demektir.
“Influencer” iddiasındaki kişilerin takipçileriyle yarışmak, kurumu fenomenleştirmeye, sahte takipçi döngüsü kurmaya çalışmak, kurumsal duruşa ve güvenilirlik algısına zarar verir.
Basit bir örnekle; bir restoranın Instagram’ını yönetiyorsunuz. Tabii önemli olan misafire iyi hizmet vererek, kendini özel hissettirmek. Diyelim ki takibe takip yaparken gelişigüzel 1000 kişiye istek gönderdiniz. Hedef kitleniz haricindeki birkaç kullanıcı takibinize geri döndü, peki asıl hedeflediğiniz ama takip etmediğiniz [neden 1000 içinde olmadığını düşünen] 1001. kişiye kendini özel hissettirebildiniz mi?
Türk siyasetinde örneğini sıkça gördüğümüz üzere, bir yanlışı geniş kitlelerin benimsemesi, onu doğru yapmaz. “İlgi Bağımlılığı Ekseninde Sosyal Medya, 2018” çalışmasında incelediğim üzere; psikolojik temeliniz üzerinde gelişen SM zaafları ve alışkanlıklarınız, boynunuza tasmayı geçirdği anda, tekrarlayan hatalı hamleler ve yüzeyselleşme evrenine sürüklenir, orada kalırsınız.