14. Sayı Yazıları

Antik Atina’da Demokrasi: Kurucular ve Temel Kurumlar

Atina’da Demokrasi

E-dergimizin 14. Sayısı’nda yer alan tüm yazılarımıza ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Prof. Dr. Coşkun Can Aktan[1]

            Melis Fettahoğlu Hallier [2]

 

Antik Atina’da Demokrasi: Kurucular ve Temel Kurumlar

“Atina anayasasına demokrasi adı veriliyor çünkü bir azınlığın değil tüm halkın çıkarlarına saygı duyuyor. Herkes kanun önünde eşittir; kamusal sorumluluk pozisyonlarında belirli bir sınıfa üyelik değil geçerli değildir. Devlete hizmet etme arzusu olan hiç kimse yoksulluk nedeniyle siyasi karar almanın dışında bırakılmaz.” [3]

Pericles

Giriş

Resim 1: Antik Dönemde Atina – Kaynak

MÖ 756-146 tarihleri arasında hüküm süren Antik Yunan medeniyeti o kadar büyüktür ki asırların yok edemediği tapınak, anıt mezar, amfitiyatro gibi somut kültürel miraslar dışında felsefenin, tarihin ve mitolojinin serüvenini de içinde barındırır. Bu çağda yaşamış Platon, Sokrates, Aristoteles, Herodotos, Aristophanes, Sophokles gibi büyük filozofların eserleri günümüzde hâlâ büyük bir hayranlıkla okunabilmekte ve bazı toplumsal sorunlara çözümler o eserler içerisinde bulunabilmektedir. Antik Yunan medeniyeti bize sadece nefes kesen bu muhteşem yapıları ve eserleri değil, aynı zamanda bugün hâlâ bir ideal olarak peşinden koştuğumuz demokrasiyi miras bırakmıştır.

Bu kısa çalışmamızda demokrasi düşüncesinin ilk temellerinin atıldığı Antik Atina demokrasisinin kurucu önderlerinin görüşlerini ve inşa etmeye çalıştıkları temel kurumları özetlemeye çalışacağız.

1. Antik Atina’da Demokrasi Düşüncesinin Ortaya Çıkışı: Kurucu Önderler

Atina Yunan demokrasisi, Attika olarak adlandırılan bölgeden oluşan Atina’nın “polis” olarak bilinen şehir-devletlerinde MÖ 5. yüzyılda gelişti. Bir yönetim biçimi olarak demokrasinin ilk kez Antik Yunanlılar tarafından hayata geçirildiği bilinmektedir.

Demokrasi terimi, kökenini Yunanca dēmos (halk) ile kratia (yönetmek) sözcüklerinden türemiş olan ve o dönemdeki bu yeni siyasal sistemi ifade etmek için üretilen dēmokratía’dan (halkın yönetimi) alır. Demokrasi, şehir devleti Atina’da MÖ 509 yılında Kleistenes’in anayasal reformları ile pekiştirilmiş ve 322 yılında Makedonya işgaline kadar Atina’nın yasal yönetim şekli olmuştur.

Resim 2: Peisistratus – Kaynak

6. yüzyıl Atinası, Peisistratus (y. MÖ 607–528) adlı bir tiran tarafından yönetilmekteydi. Ancak kendisinin 527 yılında ölümünün ardından oğulları Hippias ve Hipparchus tahta geçmişti. Atina halkının bu duruma yönelik tutumu pek de olumsuz değildi. Çünkü var olan dört kabileden (Akhealılar, Aiolisliler, Iyonyalılar ve Dorlar) birine ait kişiler, devlet işlerinde söz hakkına sahip olmasalar da vatandaş statüsüne sahipti. Sonraları, Aristoteles’in anlatımlarına göre MÖ 514 civarlarında, Hipparchus bir Panathenaia festivali sırasında Harmodius ve Aristogeiton tarafından suikaste uğramış ve ölümü sarsıcı bir değişimin başlangıcı olmuştu (Scott & Makres, 2019:30). Kardeşinin cinayete kurban gitmesiyle hayata küsen ve iyice hırçınlaşan Hippias, Atina’yı baskıcı ve sert tedbirlerle yönetmeye başladı. Ancak Hippias’ın giderek artan gaddarlığı hükümdarlığının sonunu getirdi. MÖ 510’da, Hippias’ın rejimi Atinalı başka bir soylu aile tarafından, Spartalıların da yardımıyla düşürüldü ve yerine ailenin üyesi Isagoras geçti. Müteakiben başlayan güç savaşı ise Isagoras ile başka bir aristokrat olan Kleistenes arasında yaşanacaktı. Kleistenes daha geniş siyasi haklara olanak sağlayan anayasal reformlar önererek halkın –demosun- kısa sürede desteğini kazandı ve Isagoras’ın gücü elinde tutmaya yönelik bütün çabalarına rağmen Atina’nın başına geçti. Hemen sonra vatandaşlık haklarının genişletilmesi, halk meclisinin kuruluşu gibi demokratik sistemi oluşturan bir dizi esaslı anayasal re- formlar getirdi (Scott & Makres, 2019:30-31). Demokrasi kültürünün Kleistenes zamanında tohumlarının ekildiğini belirtmek gerekir. Demokrasinin altyapısını hazırlayan ve Antik Yunan halkının MÖ 510 yılında bu yeni yöne- tim şekline adapte olabilmesinin önünü açan kişi ise Solon idi. Antik Atina demokrasisini anlamak için bu iki kişinin düşüncelerini ve yaptığı uygulamaları kısaca özetlemekte yarar görüyoruz.[4]

1.1. Kleistenes

Resim 3: Kleisthenes – Kaynak

MÖ 570 yılında Antik Yunanistan‘da Arkhonlar adı verilen bir kabilenin mensubu olarak doğan Kleistenes, MÖ 508‘de anayasal bir demokratik düzenin ilk adımlarını atan kişi olarak bilinir. Kendisi bir soylu olmasına rağmen Atina vatandaşlarının meclisteki gücünü artırmak ve soyluların (aristokrasinin) Atina siyaseti üzerindeki gücünü azaltmasıyla da tanınmaktadır. Kleistenes Antik Atina Anayasası ve onu demokratik bir temele oturtmak için çalışmalar yaptı. Kleistenes bugün Atina demokrasisinin babası” olarak anılır. Atina demokrasisinin çok ilginç bir yönünü oluşturan Kleroterion uygulamasını da ilk başlatan Kleistenes’tir. Kleroterion devlet temsilcilerinin ve yöneticilerinin göreve gelmesinde kullanılan taştan yapılmış ilkel bir cihazdı fakat büyük bir bilgelik eseriydi.

Kleistenes yürürlüğe koyduğu kanunlarla zenginlikten ve soyluluktan doğan sınıf farkını kaldırdı. Halk meclisi kurarak yoksulların bu mecliste yer almasına imkân sağladı. Sınıflararası farklılıkların kaldırılması için mücadele etti. Kleistenes’in getirdiği yenilikler sonucunda Atina’da tabiri caizse bir “halk egemenliği” fikri oluşmaya ve gelişmeye başladı. Daha fazla kişinin devlet yönetiminde söz sahibi olmasını sağlamak amacıyla vatandaşlık hakları genişletildi. Kleistenes eskiden phyle (dört kabileye) sahip olan Attika’yı 10 kabileye ayırdı: Her bir phyle, “üçte bir” anlamına gelen ve Attika’da nüfus bölümlerini ifade eden üç trittysten oluşuyordu ve toplamda 30 trittys vardı. Her bir trittys kendi içinde kıyı (paralia) şehir ve iç kesimlerden (mesogeia) seçilmiş bir grup deme barındırıyordu. Her bir trittys içinde ise 139 deme bulunmaktaydı. bulunmaktaydı.[5]

Bunlara ilaveten, yeni vatandaşlara bulundukları demosun ismi veriliyordu. Amaç, yurttaşların mensubu oldukları aile ve klan sebebiyle toplum için- de çatışmaya, ayrımcılığa veya dışlanmaya maruz kalmalarının önüne geçerek bütün yurttaşları tek bir çatı altında toplamaktı (Tridimas, 2017: 44-45). Aristoteles’in kayıtlarına göre Atinalıların birbirlerine demos isimleriyle hitap etmeleri de bu dönemde başlamıştır (Aristoteles, 1989: 65). İsmini bulunduğu demos ile kayıt ettiren bir erkek vatandaşlık statüsü elde edebiliyor ve herkesin eşit derecede söz hakkı sahibi olduğu Beş Yüzler Meclisi’ne katılabiliyordu. Önceleri yalnızca aristokrat ailelerin mensuplarına mahsus siyasi görevlere ve yetkilere artık sıradan vatandaşlar da (erkek Atinalılar) erişebiliyordu.

Kleistenes’in dikkat çekici bir diğer reformu ise tiranlık tehlikesini ortadan kaldırmak için Ostrakismos yasasını yürürlüğe koyması oldu. Bu yasaya göre tiranlığa meyilli oldukları düşünülen kişiler, aksini ispatlayamazlarsa yılda bir kez yetki verilen Halk Meclisi (Ecclesia) tarafından yapılan oylama sonucunda vatandaşlık hak ve şereflerini kaybetmeksizin 10 yıl süreyle sürgüne gönderileceklerdi. Aristoteles bu yasanın ilk defa Peisistratos’un akrabalarından Kharmos’un oğlu Hipparkhos için kullanıldığını ve hatta Kleistenes’in bu kişinin tiranlık potansiyelini dikkate alarak bu yasayı çıkardığını yazmıştır (Aristoteles, 1989:67).

Kleistenes’in bu reformları yürürlüğe koymasının arkasında yatan temel neden, geleneksel grupların etkisini azaltmak ve istikrarlı bir sistem içerisinde kendilerine özgürlük alanı sağlamaktı.

Resim 4: Ostrakismos Yasası Gereğince Kullanılan Bir Ostraka – 5. yüzyıl – Antik Agora Müzesi – Atina – Yunanistan- Kaynak

1.2. Solon

“İnsanlara hak ettiklerince ve fazlasıyla güç verdim.
Onların ne onur ve haysiyetlerini çaldım, ne de fazlasını verdim.
Ne gücü olanlara ve ne de zengin olanlara değil,
Hiçbir zarar görmediklerini düşündüğüm kişilere bile değil,
Her iki sınıfın önünde de güçlü bir kalkanla durdum.
Hiçbirinin haksız yere galip gelmesine izin vermedim.”[6]

Solon (MÖ 638 – MÖ 558) Atinalı bir devlet adamı, hukukçu ve şairdir. Kleistenes sonrasında Antik Yunan’da sortiyonel demarşi sistemini savunan ve uygulayan kişilerden birisidir. Kleistenes gibi Solon da halk meclisinde normal/sade vatandaşların kendilerine yer bulabilmesi için Kleroterion uygulamasını sürdürdü. Solon; akrabalık, kabile, etnik, topluluk veya kalıtım yerine vatandaşların rastgele seçilmesi esasına dayalı bir sortisyonel demarşi sistemini uyguladı.

Resim 5: Atina’daki Areopagos Mahkemesinin Muhtemel Görünüşünün Eskizi – Kaynak

6. yüzyılın ilk zamanlarında, Atina Aristokrasi ile yönetiliyordu. Aristokratik yönetim biçiminde, yasama, müzakere ve yürütme gücü aristokrat ailelere mensup kişilerin elindeydi. Arkhon olarak bilinen dokuz adet sulh yargıcı ve Areopagos adı verilen bir özel Mahkeme bulunmaktaydı. Areopagos için aynı zamanda “yasaların koruyucusu” deniliyordu (Scott & Makres, 2019: 38-39).

O zamanlarda Atina’da zengin ve fakir kesim arasında çok büyük eşitsizlik vardı. Köleliğin de oldukça yaygın olduğu bir dönemdi. Vergi borçlarını ödeyemeyen insanlar bilfiil esir ediliyorlardı. Bu acımasız eşitsizlik uzun vadede toplumsal bir hoşnutsuzluğa yol açarak Atina halkını mevcut yasaların meşruiyetini sorgulamaya itmişti. İşte bu noktada Solon (MÖ 640-560) adında ticaretle uğraşan orta hâlli bir kişi toplumun içsel problemlerini çözebilecek fikirlerle halkı aydınlatma rolünü üstlendi. Aynı zamanda bir şair olan Solon halkı etkileyecek bir retorik sanatı geliştirdi ve daha sonra yöneticilik görevine getirildi.

Peisistratus, MÖ 594 yılında tiranlığının tarihe karışmasından çok zaman önce Solon sınıf çatışmasını yatıştırmak ve devlete vatandaşlarının iradesine cevap verecek sorumluluklar vermek adına bir takım köklü reformlar tasarladı. İlk etapta köleliğe imkân veren düzenlemeleri hükümsüz kıldı. Böylece hem özel hem de kamusal bütün borçları kaldırdı (Aristoteles, 1989:25).

Resim 6: Solon’un Atinalılar için Yasaları Hazırlarken Tasviri – Kaynak

Solon devlet yönetiminin düzenlenmesine yönelik olarak da şu uygulamaları hayata geçirdi. Önceleri pentakosiomedimnoslar[7], atlılar, zeugitler (çiftçiler) ve thetler olarak dört vergi sınıfı bulunmaktaydı ve memurluklara seçilme hakkı sadece ilk üç sınıfa verilmekteydi. Bunların arasından dokuz arkhon (yüksek devlet görevlileri), hazineciler, poletesler (vergi memurları), on birler ve kolakretaslar (mali işler yöneticisi) seçilecekti. Dördüncü vergi sınıfında olanların, yani thetlerin, yalnızca halk mahkemelerinde görev yapma izni vardı. Solon, Dört Yüzler Meclisi’ni kurdu. Böylece Areopagos Meclisi eskiden olduğu gibi “yasaların koruyucusu” statüsüne sahip olacaktı. Dört Yüzler Meclisi’nin görevi devlet işlerini denetlemek ve yasalara aykırı davranışları cezalandırmaktı. Para cezası vermek veya aykırı davranışlarda bulunan bir kişinin vatandaşlık hakkını elinden almak gibi yetkilerle donatılmıştı. Solon bunlara ek olarak halk mahkemelerini ve temyiz hakkını tesis etti (Ellis & Stanton,1968: 95-110).

Solon getirdiği yasalar vasıtasıyla halkı ve  halkın  egemenliğini  koruyan bir devlet düzeni hedeflemişti. Bu yasaların halk açısından çok önemli üç sonucu vardı. Birincisi, borçları yüzünden kimse köle olmayacak; ikincisi, haksızlığa uğrayan bir kişi yasalar önünde korunacak; üçüncüsü, bir devlet memurunun verdiği karar sorgulanabilecek, bu kararın muhatabı mahkemede hakkını arayabilecekti (Aristoteles, 1989: 21). Kleistenes’in başlattığı kura ile rastgele seçim sistemi uygulaması yani “sortisyon” (klērōsis) Solon döneminde de devam etmiştir.[8] Aristoteles, Athenaion Politeia (Atinalıların Anayasası) adlı eserinde Solon’un uyguladığı sortisyon sistemini şu şekilde özetlemektedir (Aristoteles, 2013: 12):

“Memurlukların verilmesini Solon kuraya bağladı. Yalnız önce her phyleden (kabile) çokça sayıda işe yarar kimse seçilecek, sonra bunlar kura çekeceklerdi. Dokuz arkhon için dört kabileden her biri onar kişi seçiyor, bunların hepsinden dokuz kişi kura ile ayrılıyorlardı. Bugün her kabilenin önce kura ile onar kişi ayırması, sonra bunlar arasından fasulye kurasıyla arkhonların seçilmesi yöntemi o zamandan kalmadır. Solon’un memurluklar için kura çekmeyi koyarken hangi sınıftan olanların hangi memurluklar için kuraya girebileceklerini de düzenlemiş olduğunu gösteren bir kanıt bugüne kadar geçerli ve şimdi de kullanılmakta olan Hazineciler Yasası’dır. Bu yasa hazinecilerin pentakosiomedimnoslar arasından kura ile seçilmesini buyuruyor.”

Antik Yunan demokrasisini bugüne taşıyan ilk önemli düşünür hiç şüphesiz Aristoteles’tir. Atinalıların Devleti ya da Atinalıların Anayasası adını taşıyan eserinde Antik Atina’daki demokrasi uygulamasını çok ayrıntılı olarak anlatır. Aristoteles temsilcilerin ve yöneticilerin sırayla, kurayla ya da oylama ile seçilmeleri konusundaki görüşlerini şu şekilde ifade etmektedir (Aristoteles, 2017: 154):

“…Atamaları bütün vatandaşlar ya da bir kısmı yapar, atamalar tüm vatandaşlar arasından ya da zenginlik, yetenek, soyluluk ya da başka bir şey esas alınarak seçilmiş insanlar arasından yapılabilir. Son yanıt ise kura ya da seçimdir. Yanıtları şu şekilde birbirleriyle bağdaştırabiliriz: Kimi görevlere herkes gelebilir, kimilerine bazıları, kimi görevler için herkes arasından seçim yapılır, kimi görevler belli bir grup arasından seçilebilir, kimileri kurayla kimileri seçimle gelebilir. Bu alt grupların her biri için dörder olasılık bulunmaktadır. Herkes herkesi seçimle, herkes herkesi kurayla -bu noktada sırayla çeşitli kabile, mahalle ya da kardeşlik dernekleri görev üstlenebilir-, zaman zaman da her iki yöntem dönüşümlü olarak uygulanabilir. Seçim bir grup insan tarafından yapılmaktaysa herkes arasından seçim ya da kura yöntemi ya da bir gruptan seçimle bir diğer gruptan kura yöntemiyle olabilir. Söylemek istediğim şey iki yöntemin de uygulanmasıdır. Böylece elimizde toplam on iki yöntem olmuş oldu. Herkesin herkesi seçtiği yöntem demokratik olanıdır. İster kura isterse seçim yöntemi olsun herkes herkesi seçebilmektedir. Ancak atama yapanların bir grup arasından seçilmeleri ya da herkes arasından bir sınıftan ya da kurayla ya da bunu iki yöntemden birisiyle yapmaları anayasal yönetime ait bir şeydir.”

Solon’un yürürlüğe koyduğu reformlar her kesim tarafından büyük bir coşkuyla karşılanmadı. Zengin toprak sahipleri borçların kaldırılmasından dolayı Solon’a düşman olmuşlardı. Buna karşın Solon’un adaletsizlik ve eşitsizlik konusundaki edebi görüşleri, şiirleri ve yaptığı uygulamalar her ne kadar Atina halkının fakirliğini ortadan kaldırmadıysa da onları bir ölçüde hafifletti. Solon’un yürürlüğe koyduğu siyasi ve ekonomik reformlar daha sonraki yıllarda uygulanacak olan reformların kolaylıkla tatbik edilmesini sağladı. Solon, bugün tarihçiler tarafından Atina demokrasisinin temellerini atan bir şair, düşünür, asker ve devlet adamı olarak saygı ile anılmaktadır (Arthur, 1984 ; Stanton, 1990; Owens, 2010).

2.  Antik Atina’da Demokrasi: Temel Kurumlar

Antik Atina devleti “doğrudan demokrasi” anlayışını benimsemişti. Vatandaşlar karar alma sürecinde aktif bir role sahipti. Kelimenin tam manasıyla halk kendi kendini yönetiyordu. Atina modeli binleri geçmeyen görece küçük nüfuslu bir kentin idaresi özelinde tatbik edilmişti. İlginç olan nokta ise günümüzde çoğu toplumun deneyimlediği demokrasi biçimleri Antik Atina görüşüne göre oligarşiye daha yakındır. Nitekim mevcut temsili demokrasilerde, halk kendisini yönetecek temsilcileri “seçim ve oylama” mekanizması aracılığıyla belirli bir dönem için seçer ve onlara kendilerini yönetme yetkisini vermiş olur. Halkın siyasete katılımı böylece seçim sandığı ile sınırlandırılmıştır. Üstelik halkın içinde de belirli bir seçmen grubu vardır; herkes sandığa gitmez. Oy kullanma hakkı reşit olan her vatandaşa verilmiştir fakat tercihe bağlı olduğu için seçimlerde tam katılım sağlanması güçtür. Vatandaşların bir kısmı, bazen de çoğunluğu, farklı sebeplerle (verilen oyların herhangi bir etkisinin olmayacağı inancı gibi) oy verme gayesinde değildir. Sandığa gitmeyen kesim, yalnızca belirli bir seçmen kitlesinin verdiği oylarla seçilen yöneticiler tarafından temsil edilmiş olurlar. Dolaylı yoldan dahi yönetilme biçimlerine etki etmezler. Bu kısa açıklamalar çerçevesinde bakıldığında Antik Atina demokrasi uygulamasının halka çok daha yakın oluğunu söylememiz mümkündür.

Antik Atina demokrasisinde dikkate değer on temel kurumun (müessese) varlığı dikkat çekmektedir (Tablo 1): [9]

Tablo 1: Antik Atina’da Demokrasi: Temel Kurumlar

Atinalılar, kanun önünde eşitlik ve adalet ilkesi uygulaması (Isonomia); ifade özgürlüğü (Isegoria); yasama (Ecclesia), yürütme (Magistrate) ve yargı (Heliaia, Dikasteria, Nomothetai, Arepagos) organları arasında bir güç dengesi tesis edilmesi [10]; zengin-yoksul ayrımı gözetmeksizin herkesin devlet organlarında görev alabilmesine imkân sağlayan liyakat uygulaması (Kleroterion); kabileler arasında uyum olması ve kutuplaşmalara izin verilmemesi için herkese kamu görevlerinde bulunabilme fırsatı sunan kura ile rastgele seçim sistemi uygulaması (Sortisyon); aynı makam ve görevde uzun süre bulunulmasını engelleyen görev değişimi uygulaması (Rotasyon); güç ve yetkisini kötüye kullanarak iktidarda daha uzun süre kalmaya eğilimli olan yöneticilerin kamu makamlarından uzaklaştırılarak sürgüne gönderilmesi uygulaması (Ostrakismos); zengin ya da yoksul haksızlığa uğrayan tüm vatandaşların istediği zaman kamu görevlilerini şikâyet edebilmesi (Sykophantēs) [11]; Atina soylu sınıfının (Atina aristokrasisinin güç ve yetkilerini sınırlamaya yönelik olarak Atina şehir devlerinin 139 farklı bölgeye (deme) ayrılması uygulaması; deme (demos) ile gene (genos) arasında yani zengin aristokrat sınıf ile yoksul sınıf arasında sosyal adaleti sağlamayı hedefleyen kamu hizmeti uygulaması (liturji sistemi, leitourgia) gibi gerçekten büyüleyici fikirlere sahiptiler ve bunları da pratiğe geçirme konusunda bir ölçüde başarılı oldular.

Şüphesiz bizim burada “on temel kurum” olarak takdim etmeye çalıştığımız müesseselere ilave edilebilecek başka ilkeler ve/veya kurumlar da söz konusudur. Biz burada sadece yaklaşık 2500 yıllık tarihin bize ulaşan bilgileri ışığında en göze çarpan on temel kurumu vermeye çalıştık.

3.  Antik Atina Demokrasisi: Platon ile Aristoteles’in Görüş ve Eleştirileri

Halkın iktidarı idesinin ilk kez tezahür ettiği Eski Yunan’da demokrasi rejimine tanrısal bir misyon yüklenmiş olsa da Platon ve Aristoteles gibi düşünürler, söz konusu yönetim biçiminin topluma çeşitli açılardan zarar verebileceği konusunda kaygılarını dile getirmişlerdir.

Resim 7: Atina Okulu (Scuola di Atene) – Raffaello Sanzio – 1509-1511 Stanza della Segnatura – Vatikan – Kaynak

3.1.  Platon

Atina’da doğup büyümüş ve Sokrates’in öğrencisi bir filozof olan Platon’un temel kaygısı toplumda ideal siyasi düzenin tesis edilmesiydi. Değişime, bozulmaya ve siyasi yozlaşmaya uğramış mevcut devlet biçimlerinin artık ıslah edilemez olduklarına kanaat getiren Platon, Devlet adlı eserinde bu kaygısını şöyle dile getirir (Platon, 2002:282):

“Gerçekten filozof olan kimseler siyasi güç elde edene dek veya, bir nevi ulvi bir yazgı ile, hali hazırda şehirleri yönetenler gerçek filozoflara dönüşene dek, insan ırkı kötülüklerden kurtulamayacak.”

Anlaşılacağı  üzere,  Platon  felsefi  bilgelik  ile  siyasi  yönetimin  birleştiği ideal ve erdemli devlet arayışında, devletin iyiliğini yurttaşların hak ve özgürlüklerinden üstün tutuyordu. Bu bağlamda Platon’un ideal devletinde filozoflar etkin olmalıydı. Devletin ekonomik yapısı tüccar sınıf tarafından idame edilmeli; güvenlik, ordu sınıfı tarafından sağlanmalı ve siyasi liderlik ise filozof-krallar olarak tanımladığı kişilerin hakkı olmalıydı (Bolarfinwa, 2009: 3). Platon, böylesine bir devletin dört ana erdemini ise bilgelik, cesaret, disiplin ve adalet olarak belirlemiştir (Berki, 1977:156).

Platon’un demokrasiye yönelik eleştirel tavrını birkaç bağlamda incelemek mümkündür. Öncelikle, Platon demokratia kavramı ile eşitlik ilkesi kapsamında sınıf, soy, zenginlik ve eğitim farklılıklarına bakılmaksızın bütün yurttaşların yönetimde doğrudan etkin olmasını ifade eder. Toplum bağımsızdır ve tamamıyla demosun yönetimindedir. Platon bu durumu “kalabalığın beyliği” olarak tanımlar ve yönetilenlerin yönetmeye başladığı bu siyasi düzende gerçek bir devlet adamı bulunmadığını ileri sürer. Platon aynı zamanda demokrasi ile anarşizm arasında bir bağlantı kurar. Ona göre, demokratia’nın özünü oluşturan eşitlik ve özgürlük (eleutheria) ilkeleri halk tarafından istismar edilebilir (Yıldızdöken, 2015: 70). Özellikle isegoria (Meclis’teki tartışmalara eşit katılım hakkı) ve parrhesia (düşüncelerini özgürce ifade etme hakkı) gibi temel demokratik prensiplerin olumsuz sonuçlara yol açacağını tartışır. Bu ilkeler neticesinde, eğitimsiz ve bilgisiz kişiler yönetimde söz sahibi olmaktadırlar ve her ağızdan farklı bir sesin çıktığı, iç bütünlüğün ve fikirsel ittifakın zayıf olduğu, ortak menfaatlerin gözetilmediği kaotik bir siyasi sahne oluşmaktadır. Demos yani halk, Platon için onursal manada “halk” değildi; onları daha ziyade, sorun çıkarma potansiyeline sahip bir yığınolarak görüyordu. Bu yığın kuşkusuz kamusal müzakerelere ve devlet hizmetlerine iştirak etmeye uygun olmayan eğitimsiz ve kinci kimseleri içinde barındırabilirdi. Platon demokrasinin felsefe yerine doxa, başka bir ifadeyle, bilgi yerine kanaat yönetimi olduğunu öne sürmüştü. Platon’un odak noktası bilgi ve kanaat arasındaki ayrımdı: ona göre demokrasinin salt hükmü bilgi ve deneyim değil, çoğunluğun kanaati idi (Crick, 2002:16). Özetle, Platon’a göre böylesine tesirli, bencil, sebatsız yığınların oluşturduğu halk yığını, yaradılışı itibariyle bir istikrar sağlayamazdı ve kargaşaya mahal verebilirdi. Platon’a göre, yurttaşların kura yoluyla seçilerek yönetimde söz sahibi oldukları demokratia anlayışı, çok sesli yapısı gereği en cazip yönetim şekli gibi görünse de, toplumda disiplinsizliğe ve kargaşaya yol açma potansiyeline sahip olduğu için kesinlikle en iyi yönetim biçimi değildi.

3.2. Aristoteles

Kleistenes ve Solon reformları ile şekillenen Atina demokrasisini günümüze taşıyan isimlerin başında Aristoteles gelir. MÖ 384-322 yılları arasında Antik Yunanistan’da yaşamını sürdürmüş olan bu filozof 17-18 yaşlarında Atina’daki Platon’un Akademisi’ne (Ἀκαδημία) katılmış ve tarihi kaynaklara göre yirmi yıl kadar orada eğitim almıştır. Aristoteles Antik Yunanistan Klasik dönem aralığında yaşamış mantık, metafizik, etik, estetik, ruh, psikoloji, ekonomi, siyaset ve retorik alanlarında eserler vermiş bir filozoftur. Aristoteles Politika ve özellikle Atinalıların Anayasası adlı eserlerinde devlet temsilcilerinin ve yöneticilerinin görev gelmesinde hangi yöntemin uygun olduğu konularını etraflıca tartışmış, kura ile rastgele seçim sisteminin de doğru bir yöntem olduğunu ifade etmiştir.

Aristoteles de demokrasiyi eleştiren fikirsel geleneğin bir parçasıydı. Platon’un demokrasiye yönelik eleştirilerine büyük ölçüde hak veriyordu fakat demokrasi fikrini tümüyle reddetmemişti. Atina’yı, Platon’un deyimiyle, filozof-kralların yönetmesi belki en iyi senaryo olurdu ancak Aristoteles asla filozof-krallara sahip olunamayacağı kanaatindeydi. Çünkü, Platon’un aksine, böylesine mühim bir görevi hakkıyla yerine getirebilecek kadar bilge kimseler yetiştirmenin imkân dahilinde olmadığını düşünüyordu (Brennan, 2016: 14).

En uzun ömürlü yönetim biçiminin demokrasi olduğunu ve demokratik rejimin kolaylıkla alaşağı edilemeyeceğini sürekli vurgulayan Aristoteles (Jordovic,2011: 62), halka bahşedilen sınırsız yönetme yetkisinin kusurlu taraflarına ve doğuracağı potansiyel tehlikelere de fazlasıyla odaklanmıştı.

Aristoteles için demokrasi, Atina’da tanık olduğu şekliyle Solon’un hayata geçirdiği ve eşitlik ile birlik ilkelerini pekiştiren o dengeli demokratik tasarıdan sapmış bir kurumdu (Aristoteles,1989: 117). Çünkü diğer sorunlu yönetim biçimlerine (oligarşi, tiranlık vb.) benzer şekilde, demokrasi de belirli bir kitlenin çıkarları uğruna sömürülmeye müsait hâle gelmişti: Oligarşi zenginlerin menfaatlerini besleyen bir yönetim şekli iken onun anti-tezi niteliğindeki demokrasi ise özgür ve fakir kesimin menfaatlerini gözetmektedir (Lintott, 1992: 124).

Esasında Aristoteles’in demokrasiye yönelik en belirgin endişesi, radikal demokrasi ile tiranlık arasında yaptığı karşılaştırmadan ileri geliyordu. Demokrasinin temel ilkelerinde tiranlığın tohumlarının ekili olduğunu düşünmekteydi (Lindsay,1992: 755). Atina’nın radikal eşitlikçi demokrasi anlayışı demagogların türemesi için oldukça elverişli bir siyasal eylem alanı oluşturuyordu. Aristoteles, demagogların bir takım suçlamalarla zenginlerin itibarına saldırarak halkın güvenini kazanmayı amaçladıklarını fakat bu yolla güven ve yandaş kazanan her kim varsa eninde sonunda bir tirana dönüşeceğini düşünüyordu. Zira Atina tarihinde “eski tiranların çoğu halkın liderlerinden doğmuştu” (Lindsay,1992: 757).

Aristoteles, yönetim biçimleri arasında “kötülerin en iyisi” diye tanımladığı demokrasideki “yönetme ve yönetilme” ilkesinin gerçek bir polisin ayırıcı özelliği olduğunu düşünüyordu (Aristoteles,1989: 415). Aristoteles, poliste yaşayan kitlenin şehir idaresinde oynaması gereken bir rolü olduğunu ima eder. Ancak bu kitle dizginlenmediği takdirde, bir bütün olarak toplumun değil dâhil olduğu sınıfın çıkarlarını gözetmeye meyillidir. İşte bu nedenle Aristoteles demokrasiyi sapkın bir kurum olarak görmüş ve yine kitlenin yönettiği ama bu sefer bir bütün olarak şehrin çıkarlarını gözettiği politeia kavramını ileri sürmüştür (Aristoteles,1943: 36). Bir şehrin nüfusunun çoğunluğu tarafından alınan kararların ayrıcalıklı ve meziyetli birkaç kişinin alacağı kararlardan daha ferasetli olabileceğine de ihtimal vermesine rağmen (Aristoteles, 1943: 37), vatandaşlara önemli hususlarda tam karar verme yetkisi verilmesine pek sıcak bakmamıştır. O, yalnızca meclis toplantılarına belirli sınırlar çerçevesinde katılan bir demos tercih etmiştir. Hatta Aristoteles için çiftçilerin ağır bastığı şehir idaresi en iyi demokrasi olabilir. Çiftçilerin baskın olduğu bir demokrasi ekseriyetle yasaların egemenliğini beraberinde getirecektir. Çünkü çiftçilerin geçimlerini sağlayacak ölçüde mülkleri vardır ama meclis toplantılarına sıklıkla katılacak kadar boş vakitleri yoktur. Böylelikle karar verme sürecinde yasaların belirleyiciliği daha güçlü olacaktır (Cherry, 2018: 28).

Sonuç

“Amerikan hükûmeti (Antik Atina) sistemi üzerine kurulmuştur.
Atina minyatürde ne ise, Amerika büyüklükte o olacaktır.
Biri Antik Dünya’nın harikasıydı;
Amerika ise şimdinin hayranlığı oluyor.” [12]

Düşünceleriyle Amerikan bağımsızlık mücadelesini ve Fransız Devrimi’ni etkileyen Thomas Paine (1737-1809) Antik Atina demokrasisine hayranlığını yukarıdaki sözlerle dile getirmiştir. Gerçekten de Antik Atina demokrasisindeki Isonomia, Isegoria, Kleroterion, Sortisyon, Rotasyon, Ostrakismos gibi uygulamalar bugün bile Antik Yunan medeniyetinin mirası olarak koruduğumuz ve saygı gösterdiğimiz tapınaklar, anıtmezarlar, tapınaklar kadar hayranlık uyandırıcıdır.

Hemen belirtelim ki Antik Atina demokrasisinin her yönüyle mükemmel olduğunu iddia etmek hatalı ve fazlasıyla yanlıştır. Sokrates, öğrencisi Platon, Ksenofon (Xenophones), tarihçi Thukydides, oyun yazarı Aristophanes gibi zamanın önemli düşünürleri Atina demokrasisini eleştirenler arasında sayılabilir. Platon’un öğrencisi Aristoteles sisteminin olumlu ve olumsuz taraflarını bir arada ortaya koymuş olmasına rağmen o da nihayetinde birçok açıdan Atina demokrasisinin eksikliklerine işaret etmiştir.

En başta Atina nüfusunun sadece çok küçük bir oranı doğrudan demokrasi kararlarına iştirak etme hakkına sahipti. Köleler, serbest bırakılan köleler, çocuklar, kadınlar ve metics (métoikos) adı verilen Atina’nın yabancı sakinleri dışlanmıştı. Bu hiç de küçümsenemeyecek bir eksik demokrasi pratiği anlamına gelir (Samons, 2004; Croix, 2013). Demos sadece 20 yaşın üzeri erkeklerden oluşmaktaydı. Atina demokrasisini bu çerçevede kadını bir yurttaş olarak görmeyen bir androkrasi [13] olarak değerlendirebiliriz. Bu insanların demokrasiyi fazla kapsayıcı olarak görmemelerini daha geniş bir çerçevede ele almak ve tartışmak da gerekebilir. Örneğin, Platon’a göre sıradan cahil insanlar yönetme yetkisi verilebilecek doğru insanlar değildi. Platon’un filozof-krallardan oluşan epistokrasi ya da nookrasi düşüncesi bu açıdan ayrıca ayrıntılı olarak incelenmeye değer bir başka konudur. [14] Öte yandan MÖ 399 yılında Platon’un öğretmeni olan Sokrates, Atina gençliğini yozlaştırmak” suçlamasıyla mahkemede yargılanmıştır. Sokrates’in  baldıranotu  zehriyle ölüme mahkûm edilmiş ve infazının gerçekleştirilmiş olması Antik Atina adaletinin ve demokrasi uygulamasının muhalif bir fikir adamının düşüncelerine olan tahammülsüzlüğü göstermesi açısından çok önemlidir.

Özetle en başta Sokrates, öğrencisi Platon ve onun öğrencisi Aristoteles’in günümüze kadar ulaşan yazılı metinlerindeki eleştirilerini ve ayrıca demokrasi üzerine eserler vermiş diğer düşünürlerin görüşlerini ve eleştirilerini tamamen göz ardı ederek Atina demokrasisini kutsamanın bir başka yanlış olacağını belirtmekte yarar görüyoruz.

Madalyonun her iki yüzünü de görmeyi ihmal etmeksizin Antik Atina dönemi demokrasisinin birçok açıdan bugün modern demokrasilerin bile sahip olmadığı eşsiz bir vizyona sahip olduğunu söylememiz gerekir.

Birçok eksikliğine rağmen Antik Atina demokrasisi, modern medeniyetlere bırakılmış en büyük miraslardan biridir. Ancak günümüz modern demokrasileri bu büyük mirastan layık olduğu ölçüde yararlanmamış ve demokrasiyi, Platon başta olmak üzere birçok düşünürün öngörülerinde ve yaptığı uyarılarda olduğu gibi fazlasıyla yozlaştırmıştır.

Bugün içinde yaşadığımız modernite çağında hiçbir devlet maalesef 2500 yıl öncesinin bilge insanlarının kurmaya çalıştıkları bir ideal demokrasiyi uygulamayı başaramamıştır. Atina demokrasisini inşa eden Kleistenes ve Solon, en yoksul ve güçsüz vatandaşların dahi devlet idaresinde söz hakkının olabilmesini istemiştir. Öyle ki seçim ve oylama sisteminin kabileler ve etnik topluluklar arasında güç savaşına dönüşmemesi ve bunun beraberinde gelişecek hizipçilik ve kutuplaşmalara imkan vermemesi gerekir. Bunun için seçime dayalı bir demokrasi yerine sortisyonel demarşiyi (kura ile rastgele seçim sistemi) getirerek bu sistemin tarihteki ilk temsilcileri olmuşlardır. Antik Atina demokrasisi kendi içerisinde birçok paradoks ve tutarsızlıklara sahip olsa da bazı yönleriyle modern demokrasilere örnek olacak özelliklere sahiptir.

 

Dipnotlar

[1] Dokuz Eylül Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, ccan.aktan@deu.edu.tr

[2] Friedrich-Alexander Üniversität Erlangen-Nürnberg, Literary, Cultural and Political Studies (Edebi ve Kültürel Çalışmalar Bölümü), melisfettahoglu@gmail.com

[3] Thucydides. The Landmark Thucydides. Free Press, 1998. Yukarıdaki alıntıyı şu kaynaktan yapmış bu- lunuyoruz: Cartwright, 2018.

[4] Atina’lı Solon ve Atina’lı Cleisthenes’in demokrasi alanındaki görüşleri ve  yaptıkları uygulamalar hakkında daha fazla bilgi için bkz.  Aristoteles, 1989 ; Larsen, 1948; Hignett, 1952; Ellis & Stanton,1968; Lévêque & Vidal-Naquet, 1996; Thorley, 1996; Scott & Makres, 2019; Cartwright, 2016; Todd, 1993.

[5] Kleistenes reformlarından önceki dönemlerde de Yunan şehir devletlerinin çoğu vatandaşlarını phyle denilen kalıtsal kabilelere ayırmıştı. Dor şehirlerinde üç, İonialılarda ise dört phyle (Geleontes, Aegicoreis,Argaideis ve Hopletes) vardı. Her bir phyle üç trittyes (üçte bir) şeklinde bölünüyordu ve Kleistenes öncesi yalnızca 12 trittyes bulunmaktaydı. (Ergin, 2015:68).

[6] Solon, the Lawgiver, Online erişim:Excavations in the Athenian Agora,the American School of Classical Studies http://www.agathe.gr/democracy/solon_the_lawgiver.html Erişim Tarihi: 15.04.2021

[7] Pentakosiomedimnoslar sınıfı, para birimi olarak 500 kile (medimnos) 29 ve üstünde buğday veya bunun değerine eşit şarap ve zeytinyağı üreten ya da ticaret ve zanaat gibi yollarla bunun değerinde gelirleri olan yurttaşları ifade Bu sınıf içerisinde genel olarak büyük toprak sahipleri (eupadrid) yer almaktaydı. (e.n.)

[8] Antik Atina’da sortisyon uygulaması konusunda bkz. Lote, 2013; Mulgan, 1984; Owen-Smith.

[9] Burada açıkladığımız on temel kurum bizim Atina demokrasisi üzerine okuduğumuz muhtelif kaynaklardaki bilgilerden yararlanılarak tarafımızca tespit edilmiştir. Bu on temel kuruma ilave edilecek baş- kaca ilkeler ya da kurumlar da mutlaka vardır. Atina demokrasisi üzerine genel bilgiler için bkz. Finley, 2003; Fleck & Hanssen, 2006; Hansen, 1999; Laurian, 2012; Meier, 1999; Ober, 1996; Backwell, 2002; Cammack, 2012.

[10] Antik Atina tarihi üzerine yazan bazı tarihçiler yasama, yürütme ve yargı güçlerinin bir bütün olarak dēmos’un kontrolünde olduğunu ifade Biz Antik Atina demokrasisinde gerçek anlamda bir “kuvvetler ayrılığı” düşüncesinin olmadığını kabul etmekle beraber Ecclesia, Bolue ve Heliaia/Dikasteria arasında bir denge olduğunu söyleyebiliriz.

[11] Hemen belirtelim ki Solon döneminde başlatılan bu ihbar/şikayet sistemi daha sonra haksız iftira ve suçlamalara yol açarak fazlasıyla yozlaşmıştır. Eski Yunanca sykophántēs aslında “bilgi veren” anlamına gelen bir kelime olmasına rağmen yozlaşan uygulama neticesinde “iftira ve karalama yoluyla para kazanan parazit” kişi tanımlamasına dönüşmüştür (Bkz. Lofberg, 1917, 1920)

[12] Paine, (1792). The Rights of Man, Applying Principle to Practice, Chapter 3 – Of the Old and New Systems of Government, Online erişim: https://www.ushistory.org/paine/rights/c2-03.htm Erişim Tarihi: 15.04.2021

[13] Eski Yunanca “andrós” (erkek) ve “kratos” (erk, güç) anlamına gelen iki kelimeden türetilmiştir.

[14] Platon felsefi bilgelik ile siyasi yönetimin birleştiği ideal ve erdemli devlet arayışında, devletin iyiliğini yurttaşların hak ve özgürlüklerinden üstün tutuyordu. Bu bağlamda Platon’un ideal devletinde filozoflar etkin olmalıydı. Bkz. Platon, 2002. Platon’un demokrasi konusundaki görüşleri için ayrıca bkz. Jones, 1953; Bolarfinwa, 2009; Yıldızdöken, Epistokrasi konusunda bkz. Goodin & Spiekermann, 2018 ; Rothstein, 2019; Ober, 2008.

 

Kaynakça

Aristoteles, (1943). Politics. (Translated by. B. Jowett). New York, The Modern Library.

Aristotle, (1944). Aristotle in 23 Volumes, Vol. 21, translated by H. Rackham. Cambridge, MA, Harvard University Press; London, William Heine- mann Ltd. Online erişim: http://www.perseus.tufts.edu/hopper/text?do- c=Perseus%3Atext%3A1999.01.0058%3Abook%3D4%3Asection%3D1294b (Erişim Tarihi: 15.04.2021)

Aristoteles, (1989). The Athenian Constitution. (Translated by. H. Rackham), Loeb Classical Library. Cambridge, Harvard University Press.

Aristoteles, (2013). Atinalıların Devleti, (Çev: A. Çokona). İstanbul, T. İş Ban- kası Yayınları, Hasan Ali Yücel Klasikleri.

Aristoteles, (2017). Politika, 3.b. (Çev. F. Akderin) İstanbul, Say Yayınları, 2017.

Arthur, M. B. (1984). “The Origins of the Western Attitude Toward Women”, in: J.P Sullivan (ed.), Women in the Ancient World: The Arethusa Pa- pers, State University of New York.

Backwell, C. W. (2002). An Introduction to Classical Athenian Democracy. Harvard University, Center for Hellenistic Studies.

Online erişim: https://chs.harvard.edu/CHS/article/display/1184 (Erişim Tarihi: 15.04.2021)

Berki, R.N. (1977). The History of Political Thought: A Short Introduction. London: Dent.

Bolarfinwa, O. (2009). An Evaluation of Plato’s Ideal State. Norderstedt, Grin.

Brennan, J. (2016). Against Democracy, Princeton, Princeton University Press.

Cammack, D. L (2012). Rethinking Athenian Democracy. (Dissertation, Harvard University). Online erişim: https://scholar.harvard.edu/files/dlcam- mack/files/cammack-rethinking_athenian_democracy.pdf

(Erişim Tarihi: 15.04.2021)

Cartwright, M. (2016). Cleisthenes. Ancient. Online erişim: https://www.ancient.eu/Cleisthenes/

(Erişim Tarihi: 15.04.2021)

Cartwright, M. (2018). Athenian Democracy. Ancient History Encyclopedia.

Online erişim: https://www.ancient.eu/Athenian_Democracy/ (Erişim Tarihi: 15.04.2021)

Cherry, K. M. (2018). Aristotle on Democracy and Democracies. in: X. Marquez (Ed.), Democratic Moments: Reading Democratic Texts, London, Bloomsbury Academic.

Crick, B.   (2002). Democracy: A Very Short Introduction.: Oxford: Oxford University Press.

Croix, Ste. G.E.M. (201). Antik Yunan Dünyasında Sınıf Mücadelesi, (çev. Çağdaş Sümer), İstanbul, Yordam Yayınları.

Ellis, J. R. & Stanton, G. R. (1968). Factional Conflict and Solon’s Reforms. Classical Association of Canada, 22 (2), 95-110.

Ergin, Y. G. (2015). Antik Yunan Sosyal Tarihi. İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi Yayını. Online erişim: http://auzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/tarih_ao/aystarihi.pdf (Erişim Tarihi: 15.04.2021)

Finley, M. I. (2003). Antik ve Modern Demokrasi, (Çev. D. Türker), Ankara, Ayraç.

Fleck, R., & Hanssen, A. (2006). The Origins Of Democracy: A Model With Applications to Ancient Greece. Journal of Law and Economics, 49, 115– 146.

Goodin, R. and Spiekermann, K. (2018). An Epistemic Theory of Democracy, Oxford, Oxford University Press.

Hansen, M. H. (1999). The Athenian Democracy in the Age of Demosthenes. Structure, Principles And Ideology (2nd ed.). London, Bristol Classical Press.

Hignett, C. (1952). A History of the Athenian Constitution to the End of the Fifth Century BC. Oxford, Clarendon Press.

Jones, A. (1953). The Athenian Democracy and Its Critics. The Cambridge Historical Journal, 11(1), 1-26.

Jordovic, I. (2011). Aristotle on Extreme Tyranny and Extreme Democracy. Historia: Zeitschrift für Alte Geschichte, 60 (1), 36-64.

Larsen, J. A. O. (1948). Cleisthenes and the Development of the Theory of Democracy at Athens. in: Konvitz, M. R.; Murphy, A. E. (eds.). Essays in Political Theory Presented to George H. Sabine. Ithaca, NY: Cornell University Press.

Laurian, L. (2012). This is What Direct Democracy Looks Like: How Athens in the 5th Century BC Resolved The Question Of Power. The Town Planning Review, 83 (4), 5-11.

Lévêque, P. & Vidal-Naquet, P. (1996). Cleisthenes the Athenian: An Essay on the Representation of Space and Time in Greek Political Thought from the End of the Sixth Century to the Death of Plato. New York, Humanities Press.

Lindsay, T. K. (1992). Liberty, Equality, Power: Aristotle’s Critique of the Democratic ‘Presupposition’. American Journal of Political Science, 36 (3), 743-761.

Lintott, A. (1992). Aristotle and Democracy. Classical Quarterly, 42 (1), 114-128.

Lofberg, J. O. (1920). The Sycophant-Parasite, Classical Philology, Vol. 15, No. 61-72.

Lofberg, J. O. (1917). Sycophancy in Athens, George Ranta Publishing, Wis- consin.

Lote, S. (2013). Selection by Lot & Its Ancient Greek Origins. Online Erişim: https://counter-currents.com/2013/06/lot-and-its-ancient-greek-origins/ (Erişim Tarihi: 15.04.2021)

Meier, C. (1999). Athens: A Portrait of the City in its Golden Age, New York, Metropolitan Books.

Mulgan, R. G. (1984). Lot as a Democratic Device of Selection. The Review of Politics, 46 (4), 539-560.

Ober, J. (1996). The Nature Of Athenian Democracy. in: J. Ober (Ed.), Es- says On Ancient Greek Democracy And Political Theory. Princeton, Prince- ton University Press.

Ober, J. (2008). Democracy and Knowledge, New Jersey, Princeton Univer- sity Press.

Owen, D., & Smith, G. (2018). The Circumstances of Sortition.

https://ssc.wisc.edu/~wright/929-utopias-2018/wp-content/up- loads/2018/01/Owen-and-Smith-PS-special-issue-on-Sortition.pdf (Erişim Tarihi: 15.04.2021)

Owens, R. (2010). Solon of Athens: Poet, Philosopher, Soldier, Statesman. Brighton, UK, Sussex Academic.

Paine, T. (1792). The Rights of Man, Applying Principle to Practice, Chapter 3 – Of the Old and New Systems of Government, Online erişim: https:// www.ushistory.org/paine/rights/c2-03.htm (Erişim Tarihi: 15.04.2021)

Platon, (2002). Devlet. (Çev. H. Demirhan), İstanbul, Sosyal Yayınlar.

Raa flaub, K. A., Ober, J., & Wallace, R. W. (Eds.). (2007). Origins of Democ- racy in Ancient Greece. Berkeley: University of California Press.

Rhodes, P. J. (1972). The Athenian Boule. Oxford, Clarendon Press.

Rothstein, B. (2019). Epistemic Democracy And The Quality Of Government, European Politics and Society, Vol. 20, No. 1, 2019, pp. 16-31.

Samons, L. II. (2004). What’s Wrong with Democracy? From Athenian Pra- ctice to American Worship, Berkeley, University of California Press.

Sina, A. (2016). Eski Yunan Yargı Sistemi: MÖ IV. Yüzyılda Atina’da Yargıçlar ve Mahkemeler. TBB Dergisi, 123, 419-450.

Schwartzberg, M. (2004). Athenian Democracy and Legal Change. The American Political Science Review, 98 (2), 311-325.

Scott, A. & Makres, A. (2019). Power and The People: Five Lessons from the Birthplace of Democracy. London, Riverrun.

Solon, the Lawgiver, Excavations in the Athenian Agora, the American School of Classical Studies Online erişim: http://www.agathe.gr/democracy/solon_the_lawgiver.html (Erişim Tarihi: 15.04.2021)

Stanton, G. R. (1990). Athenian Politics c. 800–500 BC: A Sourcebook, Lon- don, Routledge.

Stevenson, A. (2018). Conceptions of Law in Classical Athens. (Dissertation, University of Cambridge). Online erişim: https://www.repository.cam.ac.uk/handle/1810/302759 (Erişim Tarihi: 15.04.2021)

Taylor, C. (2007). From the Whole Citizen Body? The Sociology of Election and Lot in the Athenian Democracy. Hesperia: The Journal of the American School of Classical Studies at Athens, 76(2), 323-345.

Thorley, J. (1996). Athenian Democracy. London, Routledge.

Tridimas, G. (2017). Constitutional Choice in Ancient Athens: the Evolution of the Frequency of Decision-Making. Constitutional Political Economy, 28, 209-230.

Todd, S.C. (1993). The Shape of Athenian Law. Oxford, Clarendon Press.

Yıldızdöken, Ç. (2015). Platon’da Demokratia Kavramı. Kaygı Uludağ Üniver- sitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Dergisi, 25, 60-75.

 

Görsel Kaynakçası

Resim 1: Antik Dönemde Atina https://kosmossociety.chs.harvard.edu/?p=54637 Resim 2: Peisistratus https://www.britannica.com/biography/Peisistratus Resim 3: Cleisthenes – Kaynak https://en.wikipedia.org/wiki/File:Cleisthenes.jpg

Resim 4: Ostrakismos Yasası Gereğince Kullanılan Bir Ostraka – 5. yüzyıl – Antik Agora Müzesi – Atina – Yunanistan

https://en.wikipedia.org/wiki/File:Cleisthenes.jpg

Resim 5: Atina’daki Areopagos Mahkemesinin Muhtemel Görünüşünün Eskizi

https://oresteiagreekjusticeproject.weebly.com/the-areopagus.html Resim 6: Solon’un Atinalılar için Yasaları Hazırlarken Tasviri

https://2.bp.blogspot.com/–kiljR00V58/WbY9M7p0bkI/AAAAAAAAHU0/ ctorr1jeuMAMDdY2QqS1ESmQPUUm8csoACLcBGAs/s1600/Solon_wri- ting_laws_for_Athens.jpg

Resim 7: Atina Okulu (Scuola di Atene) – Raffaello Sanzio – 1509-1511 Stanza della Segnatura – Vatikan

https://en.wikipedia.org/wiki/The_School_of_Athens

Atina’da Demokrasi Atina’da Demokrasi Atina’da Demokrasi Atina’da Demokrasi Atina’da Demokrasi Atina’da Demokrasi Atina’da Demokrasi Atina’da Demokrasi Atina’da Demokrasi Atina’da Demokrasi Atina’da Demokrasi Atina’da Demokrasi Atina’da Demokrasi Atina’da Demokrasi Atina’da Demokrasi

Related posts

Leave a Comment